tarihtekilerden  
 
  Çağdaş Cumhuriyetler 03.07.2024 15:14 (UTC)
   
 

Türkiye

Vikipedi, özgür ansiklopedi
 
Git ve: kullan, ara
Bu sayfa ülke hakkındadır. Başlığın diğer anlamları için Türkiye (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.

Türkiye Cumhuriyeti

Bayrak

Bayrak

Cumhurbaşkanlığı forsu
Cumhurbaşkanlığı forsu:
SloganYurtta sulh,cihanda sulh
Ulusal Marşİstiklâl Marşı
Daha...

 
Konum
Türkiye'nin Dünya üzerindeki konumu.
Başkent Ankara
41°1′N 28°57′E / 41.017°N 28.95°E / 41.017; 28.95
Resmî dil(ler) Türkçe
Milliyet Türk
Yönetim biçimi Parlamenter cumhuriyet
 - Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk
 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
 - Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin
 - Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç
Kuruluş  
 - Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923
 - Cumhuriyetin ilanı 29 Ekim 1923
 - Saltanatın kaldırılması 1 Kasım 1922
 - TBMM'nin kurulması 23 Nisan 1920
Yüzölçümü  
 - Toplam 783.562 km²  (37.)
302,535 mil²
 - Su (%) 1.3
Nüfus  
 -  sayımı 73,722,988[1]
 - Yoğunluk 92.6/km²  (108.)
239,8/mil²
GSYİH (SAGP)  
 - Toplam 1.119 Trilyon $ [2]
GSYİH (düşük)  
 - Toplam 735.329 milyar $[2]
Gini (2005) 38
İGE  0.806[3]
Para birimi Türk lirası1
Zaman dilimi Doğu Avrupa Zaman Dilimi (UTC+2)
Trafik akışı sağ
Internet TLD .tr
Telefon kodu 90
1 Türk Lirası (TL), 1 Ocak 2009 yılında Yeni Türk lirası'nın yerini aldı.
2 Lozan Antlaşması (1923).
3 Nüfus yoğunluğu sıralaması 2005 rakamlarına göredir.
4 İnsani Gelişme Raporu 2007/2008, sayfa 230. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (2007). 2007-11-30 tarihinde erişildi.

Türkiye, resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti[4] (Bu ses hakkında Türkiye Cumhuriyeti ), başkenti Ankara olan ve Eski Dünya karaları denilen Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının birbirine en çok yaklaştığı noktada bulunan ülkedir. Ülke topraklarının bir bölümü Anadolu Yarımadası'nda, bir bölümü ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur. Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir. Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti) ile, İran, Irak ve Suriye'dir.

Türkiye, altı bağımsız Türk devletlerinden birisidir. Kişi sayısına göre baskın din İslâm'dır.[5] Ülkenin resmi dili Türkçe'dir. Fakat ülke nüfusunun %18'ini[6] oluşturan Kürtler ve Zazalar, Kürtçe ve Zazaca dillerini de çoğunlukla kullanırlar.

Türkiye, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı sonunda yenilmesinden sonra, Osmanlı Devleti'nin yerine kurulan ardıl devletler içinde tek bağımsız devlet olarak[7][8] devletin Türk nüfus çoğunluğuna sahip toprakları üzerinde Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki halkın büyük mücadelesi ile kurulmuştur. Arnold Joseph Toynbee gibi bazı tarihçiler ise Türkiye'nin (başlıca ardıl olmak bir yana) tek ardıl devlet sayılması gerektiğini savunurlar.[9] 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyeti ilan eden Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu iradesinin sahibidir. [kaynak belirtilmeli]

Türkiye, aralarında Birleşmiş Milletler, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, Avrupa Konseyi, İslam Konferansı Örgütü, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Dünya Ticaret Örgütü, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, Ekonomik İşbirliği Örgütü 'nün bulunduğu birçok uluslararası örgüte üyedir.[10]. 3 Ekim 2005 tarihinden itibaren Avrupa Birliği'ne tam üyelik için müzakerelere başlanmıştır.[11] Türkiye, siyaset bilimciler ve ekonomistlere göre bir bölgesel güçtür.[12][13]

Etimoloji [değiştir]

Tarihçi İlber Ortaylı bir makalesinde Cenevizli ve Venedikli tüccar ve diplomatların, 12. yüzyılda, Türkiye'yi Turchia ve Turmenia olarak tanımladıklarını belirtir.[14] Ayrıca, Türkiye adı ilk defa 1190'da bir yazılı kaynakta, Haçlı Seferi vak'ayinamesinde geçmektedir.[kaynak belirtilmeli] Abdulhaluk Çay ise Turchia tanımını çok daha gerilere götürür ve Turchia tabirine ilk defa 6. yüzyılda Bizans kaynaklarında rastlandığını belirtir ve şöyle der "Bu tabir 9. ve 10. yüzyıllarda İdil/Volga Nehri'nden Orta Avrupa'ya kadar uzanan saha için kullanılmıştır. Bu kullanımın Kafkasya bölgesinde Hazar Kağanlığı için Doğu Türkiye’si, Arpad Hanedanı'nın kurduğu Macar Devleti için Batı Türkiyesi şeklinde olduğunu ve aynı tabirin 12. yüzyıldan itibaren Anadolu için kullanıldığını belirtir. Tarihte 13-14. yüzyıllarda Mısır Memlûkleri de Türkiye adını kullanmışlardı: "ed-devlet üt Türkiya" (1250-1387). Türkçedeki kelime anlamı ise Türk ve İye (ait) kelimelerinin birleşmesi ile oluşan Türkiye kelimesidir.

Osmanlı Devleti'nde, 19. yüzyıla kadar Türkiye adı kullanılmadı; Devlet-i Âliyye, Devlet-i Osmaniye, Memalik-i Şahane, Diyar-ı Rum adları kullanıldı. Fakat dış dünya Osmanlı İmparatorluğu adını kullanmak yerine Türkiye adını kullanmışlardır. O dönemde yabancı dillerle çizilmiş haritalara bakıldığında bu durum açıkça ortadadır. Daha sonra, Jön Türkler arasında Osmaniye yerine Türkistan, Türkeli, Türkili gibi adlar önerildiyse de, Orta Asya'da Türkistan adlı bir devlet olduğundan bu benimsenmedi. Anayasada (1921) "Türkiye"[15] adı yazıldı ve 1923'de devletin resmi adı Türkiye olarak kabul edildi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin 29 Ekim 1923'ten 1 Kasım 1928'e kadarki isminin yazılışı Osmanlı Türkçesi ile توركيه جمهوريت şeklindedir. 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı "Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun"un kabul edilmesi ile yazılış bugünkü halini almıştır.

Tarihçe [değiştir]

Ana madde: Türkiye tarihi

Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ve silah arkadaşları tarafından, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması ile, I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış ve savaşı kazanan devletlerce paylaşılmış Osmanlı İmparatorluğu'nun Anadolu ve Trakya'da kalan toprakları üzerine kurulmuştur. İstiklal Harbi, Misak-ı Milli sınırları[16] içinde ülke bütünlüğünü korumak, milli egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için Büyük Millet Meclisi tarfından yönetilen, çok cepheli bir savaştır.

Kurtuluş Savaşı'nda düşmana karşı koyan, ülkenin direniş örgütlenmeleri ve güçleri olan milli güçler, Osmanlı ordusu ile Kurtuluş Savaşı milis ve gönüllülerinden oluşan Kuvayı Milliye'dir.

Kuvayı Milliye, ülkenin dört bir yanının Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan birliklerince ele geçirildiği, Mondros Mütarekesi ile ülkeye ağır koşulların dayatıldığı, Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı, her şeyin bitti sanıldığı günlerde, milletin tepkisi olarak doğan bir halk direnişidir.

12 Haziran 1919'da Havza'dan Amasya'ya gelen Mustafa Kemal Paşa buradan yayımladığı bildiri ile ülkenin içine düştüğü durumu açıklıkla saptıyor, çözümün bütün güçlerin birleşmesinden geçtiğini vurguluyordu. Mustafa Kemal Amasya'da Anadolu ve Rumeli'de kurulan Müdafaa-i Hukuk Dernekleri'ni birleştirme, kongreler yaparak tüm milletin kesin kararına dayalı yeni bir yönetim kurma amacıyla Amasya Tamimi'ni hazırlamıştır.[17]

Bu tamim milli egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması yolunda atılan ilk adımdır. Milletin teşkilatlandırma ve mücadele yöntemleri belirginleşmiştir. Milli Egemenlik ve milli bağımsızlık fikri ilk kez ortaya atılmıştır.

8 Temmuz'da İstanbul'a görevinden ve askerlikten ayrıldığını bildirerek, Osmanlı Hükûmeti ile tüm ilişkilerini sona erdiren Mustafa Kemal ertesi gün Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum Şubesi'nin başkanlığına seçildi. 23 Temmuz 1919'da Mustafa Kemal'in başkanlığında toplanan Erzurum Kongresi'nde[18] alınan karar ile;

Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez
 
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk üyeleri

Millî direnişi oluşturmada ikinci büyük adım olan ve 4-11 Eylül 1919 tarihinde yapılan Sivas Kongresi'nde[19] Mustafa Kemal Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin başkanı olarak seçilerek Milli Kurtuluş Savaşı'nın yetkili lideri haline gelmiştir.

27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Ankara'yı Anadolu'daki direniş hareketinin merkezi olarak seçmiştir.

İstanbul'un işgalinden üç gün sonra, Atatürk ünlü 19 Mart 1920 tarihli bildiriyi yayımlayarak, olağanüstü yetkiler taşıyan bir meclisin Ankara'da toplanacağını bildirerek Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temellerinin Ankara'da atılmasını sağladı.

Atatürk 21 Nisan'da yayımladığı ikinci bir bildiri ile, Meclis'in 23 Nisan günü toplanacağını ve açılış töreninin nasıl yapılacağını duyurdu.[20]

TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal'i (Atatürk), başkanlığa seçti. Mustafa Kemal, kendi öncülüğünde kurulan TBMM'nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü.

Siyasal hayat [değiştir]

Ana maddeler: Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihi, Atatürk İnkılapları ve Mustafa Kemal Atatürk

9 Eylül 1923'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk siyasi partisidir.[21][22] Merkez kanatta yer alır

Başlangıçta adı "Halk Fırkası" olan parti 1924 yılındaki kurultayda adını Cumhuriyet Halk Fırkası olarak değiştirdi. 1927 yılında Atatürk tarafından belirlenen, "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi. 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye Atatürk'ün kararıyla "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Partisi" oldu.

Türkiye'deki tek parti yönetiminin, bugünkü anlayış ve tanım çerçevesinde bir demokrasi olmadığı çok açıktır.

Doğu ve Orta Avrupa sağ ve sol diktatörlerin baskısı altında idi. Almanya'da Hitler İtalya'da Mussolini, İspanya'da Franko'nun faşist yönetimleri vardı. Fransa, Belçika ve İsviçre'de kadınlar en temel insan haklarından biri olan siyasal haklardan yoksun bulunuyorlardı. Yani nüfusun yarısını oluşturan kadınların seçme ve seçilme özgürlükleri yoktu.

II. Dünya Savaşı'nın hemen ardından, gerek uluslararası siyasetteki gelişmeler, gerekse ülke içindeki yeni oluşumlar rejimin genel niteliğinde önemli değişiklikleri gündeme getirdi. Basında ve mecliste çok partili siyasal sistemi savunan bir anlayış oluştu. Buna CHP genel başkanı ve cumhurbaşkanı İsmet İnönü de yaptığı konuşmalarla destek verdi.[23][24]

Çok partili dönem [değiştir]

Ana madde: Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi

1946 yılından itibaren Türk siyasi hayatının CHP dışında 2. bir partinin kurularak seçimlere çok partili olarak gidilmesi ile başlamıştır.

Çok partili hayat 1945 yılında Nuri Demirağ tarafından kurulan Milli Kalkınma Partisi ile başlamıştır. Fakat Milli Kalkınma Partisi istediği başarıyı elde edememiştir. 1958 yılında kendi kendini feshetmiştir. 7 Ocak 1946'da Dörtlü Takrir'e imza atanlar tarafından kurulan DP'nin parti genel başkanlığına Celâl Bayar getirildi. DP, ekonomi ve siyasette liberal düzenlemeleri savunuyordu.

1950 genel seçimleri'nde Demokrat Parti galip olarak çıkmıştır. Adnan Menderes liderliğindeki DP ilk başlarda çok popülerken 1950'lerin sonlarına doğru yaşanan ekonomik sıkıntılar ve hükümetin antidemokratik uygulamaları nedeniyle sıkıntılı bir döneme girmiş ve 1960 yılında yapılan askerî darbe ile çok partili yaşam kesintiye uğramıştır.[kaynak belirtilmeli] Darbe neticesinde dönemin cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve dönemin Başbakanı Adnan Menderes idama mahkûm edilmiş fakat baskılar neticesinde Celâl Bayar'ın cezası müebbede çevrilirken, Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu idam edilmişlerdir.

Yönetim biçimi [değiştir]

Ana madde: Türkiye'de siyaset

Yönetim biçimi Cumhuriyet olan Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal önderliğinde 1923'te kurulmuştur. Resmî dili Türkçe'dir. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yönetim anlayışı vardır. Kuvvetler ayrılığı esası vardır. Yasama işlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi, yürütme işlerini Hükûmet, yargı işlerini ise bağımsız mahkemeler yapar. Türkiye'de 1923'te cumhuriyetin ilanı ile devlet başkanı, cumhurbaşkanı sıfatını almıştır. Cumhurbaşkanı devletin başı ve başkomutandır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin yasama organıdır. Halk tarafından her 4 yılda bir yapılan seçimler ile belirlenen milletvekilleri, TBMM çatısı altında yasama görevini yerine getirmek üzere kanunları belirler. TBMM'ye 550 milletvekili seçilmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti'nde yürütmenin başı olan başbakan, Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder, hükümeti ve icraatlarını yönetir. Türkiye Cumhuriyeti'nde her 4 yılda bir genel seçimle oluşan Meclis tarafından Başbakan, 4 yıl süre ile seçilir.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 9 Eylül 1923'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan, Türkiye'nin ilk siyasi partisidir. Atatürk zamanında merkezde bir çizgi takip ederken, çok partili düzene geçişle birlikte ortanın soluna doğru kaymıştır. 1927 yılında "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi. 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Fırkası" oldu.

Dış politika [değiştir]

Osmanlı devleti, Lozan Antlaşması'nı I. Dünya Savaşı'nın galip devletleri ile eşit koşullarda imzalamış ve milletlerarası alanda, Türkiye adı altında Cumhuriyet olarak varlığını sürdürmeye devam etmiştir.

Atatürk Döneminde dış politikalar [değiştir]

Atatürk; Yurtta Barış, Dünyada Barış sözü ile uluslararası ilişkilerde Türkiye Cumhuriyeti'nin resmî politikasının ne olacağını tüm dünyaya belirtmiştir. Atatürk barışçıl ancak Türk Milleti'nin çıkarını gözeten bir dış politika izlemiş ve bunun için döneminde bölge eksenli oluşumlar sağlamaya çalışmıştır. Bunla hem ülkenin hem ekonomik ve siyasi açıdan Türkiye için önemli olan bölge ülkelerinin her alanda işbirliği yapmasını sağlayarak Batılı ülkelerin uygulamaya çalıştığı dış etkiyi kırmayı amaçlamıştır.

Türkiye ve Milletler Cemiyeti [değiştir]

Türkiye, Milletler Cemiyeti'nin kurucu üyesidir.

Sadabat Paktı [değiştir]

Mustafa Kemal, ölümünden bir yıl önce (8 Temmuz 1937)’de gerçekleştirdiği Sadabat Paktı ile Ortadoğu ve Kafkaslar'da İran'ı kendisine asıl muhatap olarak görmüş İran ile Türkiye'nin bölgesel işbirliği ve ortaklık antlaşması olarak Sadabat Paktı'nın imzalanmasını gerçekleştirmiştir. Türkiye, İran, Irak ve daha sonra SSCB'nin önerisiyle Afganistan katılmıştır.[25] Sadabat Paktı, II. Dünya Savaşı sonrasında hukûken yürürlükte kalmıştır ama Atatürk sonrasında unutulmuştur.

Balkan Antantı [değiştir]

1934 de yapılan Üçüncü Balkan Konferansı' ı sonucu ortaya çıkan Antant ile birlikte, taraflardan biri Balkanlı olmayan bir devlet tarafından saldırıya uğrar ve bir Balkan devleti de saldırgana yardım ederse, diğer tarafların bu Balkanlı saldırgana karşı birlikte savaşa gireceklerine dair gizli bir protokol de imzalanmıştı.

Atatürk Sonrası dış politika [değiştir]

Birleşmiş Milletler, NATO ve AB [değiştir]

Türkiye 1952'den beri NATO üyesidir
Ana madde: Türkiye ve Avrupa Birliği kronolojisi

Birleşmiş Milletler, Türkiye'nin aralarında bulunduğu 51 ülkenin katılımıyla 24 Ekim 1945 tarihinde kurulmuştur. Katılın ülke sayısı zamanla artarak günümüzde bu sayı 190'ı geçmiştir. Türkiye, Birleşmiş Milletler'e ilk üye olan ülkelerden biridir ve Birleşmiş Milletler ile Kore, Somali, Bosna, Filistin ve Afganistana asker göndermiştir. Son olarak da Lübnan'a asker gönderme kararı almıştır.

Türkiye, Ekim 2008'de 192 ülkeden 151 ülkenin oyunu alarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği görevine seçilmiştir. Türkiye; 2 yıllığına bu görevinde, Avusturya ile birlikte Batı Avrupa'yı temsil etmektedir.

9 Nisan 1949'da Washington Antlaşması ile kurulan NATO bir kolektif savunma örgütü olarak bilinmektedir. Kurucu antlaşmanın özellikle 3., 4., ve 5. maddeleri önemlidir. Bu maddelerle üye ülkeler, ortak savunma için yeteneklerini geliştirmeye, herhangi bir üyenin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık ve güvenliği tehlikede olduğunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine saldırıldığında bu saldırıya hepsine karşı yapılmış bir saldırı olarak kabul etmeyi taahhüt etmişlerdir.[26]

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişki 40 yılı aşkın bir süreye dayanır. Avrupa Ekonomik Topluluğu olarak kurulduğu yıllarda, ortaklık için başvuran Türkiye, zaman zaman duraklayan ve zorlukla ilerleyen bu ilişkiyi, müzakere aşamasına kadar sürdürmüştür.

Türkiye ve Avrupa Birliği [değiştir]

Ana madde: Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında tam üyelik oylamaları hâlen sürmektedir

DP, 31 Temmuz 1959'da AET'ye ortak üye olmak için topluluk konseyine başvurdu. 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi ve Menderes, Zorlu, Polatkan'ın idamları üzerine Fransa cumhurbaşkanı Charles De Gaulle, Türkiye'nin üyeliğinin dondurulmasını istemiştir. AT ile görüşmeler Eylül 1959-Ekim 1960'da istişari olarak başladı. Askeri darbe yüzünden görüşmeler 1960'a kadar kesildi. Türkiye, gümrük birliği hedefiyle görüşmelerde yer aldı. 1963'e kadar görüşmeler yapıldı. 12 Eylül 1963'de Ankara Anlaşması imzalandı, gümrük birliğine dayalı ve ortak üye olan Türkiye'nin tam üyeliğini amaçlayan anlaşma idi. 22 Temmuz 1970'de Katma Protokol imzalandı. Türkiye 25 Aralık 1976'da tek taraflı kararla bütün yükümlülüklerini dondurdu. 21 Eylül 1979'da iki taraf, ilişkileri 5 yıllığına dondurdu. 6 Şubat 1980'de dışişleri bakanı Hayrettin Erkmen, Türkiye'nin tam üyelik için başvuruda bulunacağını açıkladı. Ancak, 12 Eylül 1980'deki askeri darbe ile ilişkiler 6 yıl daha donduruldu. Türk parlamenterlerin üyelikleri düşürüldü. Avrupa, Türkiye'den demokrasiye dönüş takvimi uygulamasını istedi. 1986'da ilişkiler tekrar başlatıldı. 1987'de uyum anlaşması yapıldı. 18 Aralık 1989'da AT Komisyonu Türkiye’nin tam üyelik başvurusu hakkındaki görüşünü açıklamış, topluluğun 1992'den önce yeni üye kabul etmeyeceğini belirtmiştir. 21 Ocak 1992'de iki taraf arasında teknik işbirliği programı imzalandı. 21 Ocak 1992'de çalışma programı Ankara'da imzalandı. 6 Mart 1995'de ortaklık konseyi kararında AB'ye Türkiye'nin gümrük birliği temelinde katılması AP'nin onay sürecine bağlandı. 2003 yılında Türkiye ile üyelik görüşmeleri başladı, ancak ucu açıklık ve hazmetme kapasitesi şartları konuldu, üyelik müzakere başlıkları 2005'de donduruldu. Papa ve Fransa, Almanya gibi kurucu üyelerin liderleri Türkiye'nin AB'ye girmesinin imkânsızlığını açıkladılar.

Kıbrıs Harekâtı [değiştir]

Ana madde: Kıbrıs Harekâtı

Kıbrıs Harekâtı, 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Garanti Anlaşması'nın III. maddesine istinaden gerçekleştirdiği askerî harekâtın adıdır.

1878’de Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı Devleti, Kıbrıs’ın yönetimini geçici olarak İngiltere’ye verdi. I. Dünya Savaşı’nda da İngiltere, Kıbrıs’a el koydu. 1950’lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Türk-Rum Ortak Devleti kuruldu. Fakat Rumlar Kıbrıs Türkleri'nin kazanılmış haklarını ellerinden alma ve Kıbrıs’ın tüm yönetimine el koyma yoluna gittiler. Böylece uluslararası anlaşmaları ve Anayasayı çiğnediler. Cumhurbaşkanı III.Makarios 1963 yılında devletin kuruluş antlaşmalarını tek taraflı olarak fessetiğini açıkladı. Böylece Kıbrıs Cumhuriyeti tarih sahnesinden çekilmiş oldu. Fakat amaç Türkleri adadan uzaklaştırıp Enosis'i yani adayı Yunanistan'a ilhak etmekti. Türklere ve Türk köylerine yapılan saldırılar sonucu birçok insan hayatını kaybetti ve binlerce insan göç etmek durumunda kaldı.

15 Temmuz 1974'te Yunaistan'da da cunta'nın yaptığı darbe ile Makarios koltuğundan indirilerek iktidara el konuldu ve geçici bir süre için Nikos Sampson Cumhurbaşkanlığı’na getirildi. Amaç olan Enosis çalışmaları nedeni ile Türkiye garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 tarihinde adaya müdahale etti.

Türk kuvvetleri 22 Temmuz'da Girne'yi ele geçirdi. Türk paraşütçüleri Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa'nın Türk kesimine indi. Yunan birliklerinin Ada’da garantör olarak bulunan Türk birliğine saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu. 22 Temmuz akşamı Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararını kabul etti. Türk müdahalesi sonucu Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükûmeti de yıkılmıştır.

Ancak 8 Ağustos'ta II. Cenevre Konferansı'nın yapılmakta olduğu zamanda Türklerin 'iyi niyet jesti' olarak Limasol ve Larnaka civarında bir miktar köyü boşaltmış olmalarına rağmen, Millî Muhafız Alayı ve EOKA-B işgal ettikleri yerleri tahliye etmedikleri gibi ellerindeki esirleri de serbest bırakmamışlardır.

Türkiye, Rum-Yunan hükûmetleriyle anlaşmanın mümkün olmadığı kararına vararak 14 Ağustos'ta başlayıp 16 Ağustos'ta sona eren üç günlük II. Barış Harekatını gerçekleştirdi. Apar topar ülkeye dönen Başbakan Bülent Ecevit, Milli Selamet Partisi kanadına ateşkesi kabul etmemeleri halinde hükümetin bozulacağını ifade etti. Bu ateşkes ile Erbakan'ın planı hayata geçmemiş oldu. Harekât neticesinde bir taraftan Magosa'ya diğer taraftan Lefke'ye varılarak Türk tarafının sınırları çizildi. İki harekatta toplam 498 Türk askeri, 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk’ü öldürüldü.

Ordu [değiştir]

Türk Hava Kuvvetleri
Türk Deniz Kuvvetleri
Türk Kara Kuvvetleri
Kara Kuvvetleri bünyesinde kullanılan Yavuz misilleme füze taşıtı
Ana madde: Türk Silahlı Kuvvetleri

Türk ordusunun kuruluş tarihi, Mete Han'ın M.Ö. 209'da düzenli orduya geçtiği tarih olarak alınır. Orta Asya’da başlayan uzun öykü, büyük göçlerin neden olduğu hareketlilikle tüm ana karalara yayılmıştı. Doğuda, Hun, Göktürk ve Uygur devletleri, Batıda ise 1040 yılında Oğuz kökenli Türklerin kurduğu başka bir Türk devleti Selçuklu İmparatorluğu, Türkleri dünyaya tanıtmış oldu.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin aktif personel mevcudu 514.350'dir[27].İlgili yasalara göre görevi "2000'li yıllarda, yeni güvenlik sorunlarına ve sorunlara uygun şekilde tepki göstermek, belirsizliklere karşı hazır olmak, iç ve dış tehdit ve risklere karşı ülkenin güvenliğini sağlayabilmek için;

  • Caydırıcılık,
  • Güvenlik / Harekat Ortamının Şekillendirilmesi,
  • Savaş Dışı Harekat (Barışı Destekleme Harekatı, Doğal Afet Yardım Harekatı ve İç Güvenlik Harekatı),
  • Kriz Yönetimi,
  • Sınırlı Güç Kullanımı,
  • Konvansiyonel Harp gibi faaliyetleri icra etmek"

olarak belirlenmiştir. Bu görevleri yerine getirebilmek için çok amaçlı birliklerin kurulması, sayısal fazlalık yerine teknolojik üstünlüğün kurulması, silah ve düzeneklerinin etkinliğini arttıracak teknolojik araştırmaların yapılması ve erken ikaz,darbe, elektronik harp, hava üstünlüğünün kurulması ve darbe gibi ek görevleri de yapmaktadır.Türk ordusu Avrupa'da Rusya'dan sonra 2., dünyada ise en güçlü orduya sahip ülke olarak 4. sıradadır.NATO'da ise Amerika'dan sonra birliğin gücünü değiştirebilen 2. ülkedir.[28]

Türk Silahlı Kuvvetleri;

komutanlıklarından oluşur.

Türkiye'de Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın hükümleri gereğince herhangi bir sağlık sorunu olmayan her 20 yaşına gelen Türk genci askere alınır. Eğer 20 yaşına geldiği vakit okuluna devam ediyorsa askerliğini erteletir. En az 4 yıllık yüksek okul mezunları ordunun ihtiyacı ve adayın seçimine göre kısa dönem ya da yedeksubay olarak askerlik yaparlar. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde her Türk askerliğini beş ana şekilde gerçekleştirir;

  • 6 ay kısa dönem,
  • 12 ay yedek subay,
  • 15 ay er ve erbaş, (Erbaş ve er statüsünde sevk edilen yükümlülerin hizmet süresi.[29])
  • Dövizle askerlik,
  • Bedelli askerlik,‘tir.

Türk Milleti [değiştir]

Ana madde: Türkiye'de yaşayan etnik gruplar
İstanbul'un en ünlü caddelerinden İstiklal Caddesi, Haziran 2007

Atatürk; Türk Milleti'ni

"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye Halkı'na Türk Milleti denir" şeklinde açıklamaktadır.

Bugünkü Türk Milleti'nin temelleri, 20. yüzyılda gerileyen ve toprak kaybeden Osmanlı'nın kendini tanımlamasıyla ortaya çıkmıştır. 1912-13 yılında kaybedilen Balkan Savaşları sonunda Balkanlar'dan Anadolu'ya göçenlerle Türklük şuurunun gelişmesi, Türk Milleti'nin oluşmasında ilk olgudur. 1915'deki Çanakkale Savaşı ile de bugünkü Türk Milleti'nin karakteristik özellikleri ortaya çıkmıştır. Çanakkale Savaşı Türk Milleti'nin ne olduğunu özetleyen ikinci olgudur. Çanakkale'den sonra Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması "Türk Milleti"nin tanımlanmasında üçüncü olgudur. [kaynak belirtilmeli]

Amerikalı Türkolog Carter V. Findley, Dünya Tarihinde Türkler adlı eserinde, bugünkü Anadolu Türkleri'ni; Orta Asya steplerinde başlayan ve Ankara'da son bulan bir otobüs yolculuğuna benzetir. Otobüs Ankara'ya gelene kadar pekçok ara durakta durmuş ve bu ara duraklarda yolcuların kimileri inmiş ya da bazı yeni yolcular binmiş. Bu duraklarda Türkler pekçok kültürel etkileşime girmişler, yeni dinler tanımışlar fakat en önemli mirasları olan Türkçe'yi korumayı başarabilmişlerdir. Türkçe, Anadolu Türkleri'nin ve Milleti'nin anlamlandırılmasında temel etkenlerin başında gelmektedir. İkincisi otobüs pekçok durakta durmuş olsa da Orta Asya'da kurulan medeniyetin getirdiği sağlam kültürel birikim ve miras, kimliklerini korumak için dayanak olmuştur.

Türk ırkının temel yapı taşını "Orta Asya Türk kültürü" oluşturur. Bunun yanında Anadolu'dan kaynaklanan medeniyetler ile İslamın getirdiği medeniyetler de Türk Milleti içinde kendine yer edinmiştir.

Türk milliyetçiliği, dünyada geç gelişen milliyetçilik hareketlerinden birisidir. Türk milliyetçiliği Balkanlardaki ayrışmaların da etkisiyle 1910'dan itibaren güçlenmeye başlamıştır. Türk edebiyat, tiyatro ve diğer sanat eserlerinde aşırı milliyetçi duygular Batı dünyasına göre daha az görülür.

Demografi [değiştir]

Türkiye'nin En Kalabalık İlleri [değiştir]

2010 sayımı

Türkiye'nin 1927 - 2007 yılları arasındaki Demografi gelişimi

Türkiye
Demografi
Yıl Nüfus Yıllık artış(%)
1927 13.648.987 -
1935 16.158.567 2,13
1940 17.821.543 1,98
1945 18.790.987 1,07
1950 20.947.155 2,20
1955 24.065.543 2,81
1960 27.755.532 2,89
1965 31.391.651 2,49
1970 35.605.653 2,55
1975 40.348.789 2,53
1980 44.737.321 2,09
1985 50.664.654 2,52
1990 56.473.653 2,19
2000 67.804.543 1,85
2007 70.586.256 0,58
2008 71.517.100 1,31
2009 72.561.312 1,45
[30]

Nüfusun Yaşa Oranları [değiştir]

(2008 sayımı)
0 - 4 5.998.258
Erkek Kadın
5 - 9 6.318.132

 

 
10-14 6.472.197

 

 
15-19 6.185.104

 

 
20-24 6.256.558

 

 
25-29 6.518.837

 

 
30-34 5.810.107

 

 
35-39 5.330.484

 

 
40-44 4.740.250

 

 
45-49 4.284.175

 

 
50-54 3.643.173

 

 
55-59 2.878.104

 

 
60-64 2.188.298

 

 
65-69 1.701.384

 

 
70-74 1.274.681

 

 
75-79 1.110.782

 

 
80+ 806.576

 

 


 

İnanç [değiştir]

T.C. vatandaşlarının büyük bir kısmı Müslümandır. Müslüman vatandaşların çoğunluğu Sünni mezhebindendir, Sünnilerin çoğu Hanefi'dir. Türkiye'de Sünni mezhebinden sonra sonra, Alevilik inancı ikincil çoğunluğu kapsar. Türkiye'deki Alevilerin büyük bir kısmı Sivas, Tokat, Erzincan, Malatya ve Tunceli kökenlidir.[31][32] Bunların haricinde Şafii ve Caferi gibi diğer mezheplere dahil vatandaşlar da mevcuttur.

Toplam nüfusun çok küçük bir oranını Türkiye'nin toplam nüfusunun %0.2'den az olan azınlık statüsünde bulunan ve tarih boyunca gayrimüslim olarak tanımlanan Hıristiyanlar ve Museviler oluşturur. Bunlar 50.000 Ermeni Gregoryen[33], 25.114 Musevi, 17.194 Süryani (Azınlık statüsünde bulunmamaktadır), 2.270 Rum Ortodoks ve yaklaşık 5.628 diğer çeşitli din ve mezheplerden insanlardır (Katolik, Arap Ortodoks, Keldani, vs).[34] Ateist ve dinsizlerin nüfusa oranları ise %2,5 civarındadır.[34]

Türkiye laik bir ülkedir. Dinsel veya etnik özelliğe sahip bir siyasi parti kurulması anayasaya aykırıdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında dinin devlet denetimi dışında yürütülemeyeceği kanaatine varılarak, devlet tarafından denetlenmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Buna dayanarak 3 Mart 1924 tarihinde Başbakanlığa bağlı bir teşkilat olarak Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.

Dini inanç veya inanmama, dini kuralları şahıs olarak uygulama veya uygulamama özgürlüğü Anayasa'nın korumasındadır. 1923'ten önce geçerli olan dini kanunlar tamamen geçerlilikten kaldırılmıştır.

Osmanlı Devleti'nde resmî aidiyet unsuru olan 'Müslüman' kavramı 1923'ten beri kullanılmaz. Bu aidiyetin (iyelik) yerine, milli aidiyet (iyelik) olan 'Türk' kavramı getirilmiştir.

Türkiye'deki Rum Ortodoks, gayrimüslim nüfusun büyük bir kısmı, Lozan Antlaşması gereği Yunanistan'a göç etmiştir. Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar ile İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'da yaşayan Rumlar mübadele dışında bırakılmıştır. Balkanlar'da ve Kafkasya'da yaşayan Müslüman topluluklar da Slav - Ortodoks güçleri tarafından Türkiye'ye sürülmüş ya da Türkiye'ye kaçmak zorunda bırakılmıştır.

Dil [değiştir]

Türkçe
 
Türkçe Kategorisi Türkiye'de konuşulan diller Türkçenin lehçeleri Türk dili tartışmaları Türkçenin ses özellikleri Türk Dil Kurumu
Türkiye'de En Çok Konuşulan 5 Dil (2007)[35]
dil     yüzde  
59.693.065 kişi Türkçe
  
84.54%
8,735,108 kişi Kürtçe
  
11.97%
1.000.706 kişi Arapça
  
1.38%
730.705 kişi Zazaca
  
1.01%
86,600 kişi Lazca
  
0.12%
 


Türkiye'nin resmî dili Türkçedir. Bugün Türkiye Türkçesi nüfusun büyük bir çoğunluğu tarafından konuşulmaktadır. Bölgelere göre birçok farklı şiveler kullanılmaktadır. Eğitimde ve basın kuruluşlarında ise İstanbul ağzı tercih edilmektedir.

Tüm halkının iletişimini sağlayan ve hem resmi dil hem de eğitim dili olan Türkçenin yanında gündelik hayatta başka diller de konuşulmaktadır. Bunlar Abazaca, Arnavutça, Boşnakça ve Çerkezce Marmara bölgesi'nde ve İç Anadolu'da; Lazca, Gürcüce ve Rumca Karadeniz'de; Arapça, Süryanice, Zazaca ve Kürtçe gibi diller Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde kullanılmaktadır. Çok az sayıda olmalarına rağmen resmen azınlık durumunda bulunan Rumlar ve Ermeniler'in bir kısmı ile Museviler'in küçük bir kısmı gündelik hayatta kendi dillerini konuşmaktadırlar.

Diğer yaygın olarak konuşulan dillerle karşılaştırıldığında, daha az sayıda sözcük ve harf ile daha çok bilgi aktarmak olanaklıdır. Diğer pek çok dilde olmayan bir özelliğe göre, bir sözcük köküne ekler ekleyerek, tek sözcüklü tümceler oluşturulabilir.[36]

İdari yapılanma [değiştir]

Türkiye, yönetimsel ve bölgesel koşullar göz önünde bulundurularak çeşitli yönetimsel bölümlere ayrılmıştır. Merkezi yönetim kuruluşu bakımından illere, iller ilçelere, ilçeler ise köylere ayrılmıştır. Bunlara Mülki Yönetim Bölümleri denir. Yönetim bölümlerin saptanmasında coğrafi durumları, ekonomik koşulları, kamu hizmetlerinin gerekleri ve ulaşım durumları dikkate alınmaktadır. Türkiye'de en büyük yönetim birime il adı verilir. Bir il; il merkezi, ilçe merkezleri ve ilçelere bağlı bütün köylerden oluşur. İllerde yönetme ve yürütme görevini, devletin atadığı valiler yerine getirir. Cumhuriyetin ilk yıllarında 63 olan il sayısı, değişen koşullar ve gereksinimlere göre bugün 81'e ulaşmıştır. Gelişmiş birçok ilçe de il olmayı beklemektedir.

İlden daha küçük yönetimsel birimlere ilçe adı verilir. Her il, büyüklüğüne göre çeşitli sayıda ilçelerden oluşur. İlçelerde mülki yöneticiye Kaymakam adı verilir. En küçük yönetimsel birime ise köy adı verilir. Muhtar tarafından yönetilen köy, yönetim açısından ilçe merkezine bağlıdır.

Son yurttaş sayımına göre Türkiye'de 81 il, 957 ilçe ve 34.367 köy bulunmaktadır.

Türkiye'nin büyük şehirleri İstanbul 12.077.164 Ankara 4.638.939 İzmir 3.851.978 Bursa 2.532.963

Türkiye'nin En Geniş İlleri [değiştir]

Coğrafya [değiştir]

Vektörel Türkiye iller ve bölgeler haritası
Türkiye'nin coğrafi bölgeleri

Yüzölçümü [değiştir]

Türkiye'nin toprakları 36° - 42° Kuzey paralelleri ve 26° - 45° Doğu meridyenleri arasında yer alır.Doğusu ile batısı arasında 76 dakikalık bir zaman farkı vardır. Kabaca bir dikdörtgeni andırır ve genişliği 1.660 kilometredir. Göller ve adalar dahil kapladığı gerçek alan 814.578 km²'dir izdüşüm alanı ise 783,562 km²'dir.[37] Türkiye'ye ait bu iki yüzölçüm değeri arasındaki farkın büyüklüğü arazinin dağlık ve engebeli olmasından kaynaklanır. Marmara Bölgesi % 8,5, Ege Bölgesi % 12, Akdeniz Bölgesi % 16, İç Anadolu Bölgesi % 18, Karadeniz Bölgesi % 18, Doğu Anadolu Bölgesi % 21, Güneydoğu Anadolu Bölgesi % 7,5 yer tutar. Trakya'nın yüzölçümü 24.370 km² dir. Türkiye'nin kara sınırlarının uzunluğu 2.875 km, adalar dahil sahil uzunluğu 8.333 kilometredir.[38] Kara parçalarının toplam alanı 770.760 km², su alanlarının toplam alanı ise 9.820 km²' dir.

Coğrafi bölgeler [değiştir]

Türkiye 6-21 Haziran 1941 tarihinde yapılan Birinci Türk Coğrafya Kongresi'nde 7 ana coğrafi bölgeye ve 21 coğrafi bölüme ayrılmış, Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden dördüne komşu olduğu denizin adı verilmiştir, diğer üç bölge de Anadolu bütünü içindeki konumlarına göre adlandırılmışlardır. Oluşturulan coğrafi bölgelerin herhangi bir siyasi özelliği yoktur ve il sınırlarıyla da çakışmaz.[39]

Yükseltiler [değiştir]

Ülkenin yarısından fazlası, yükseltisi 1.000 metreyi aşan yüksek alanlardan oluşur.Türkiye'nin ortalama yüksekliği 1132 metre'dir. Yaklaşık üçte biri orta yükseklikteki ovalar, yaylalar ve dağlar, yüzde 10'u da alçak alanlarla kaplıdır. En yüksek ve dağlık alanlar doğu kesimde yer alır. Kuzey kesimini Kuzey Anadolu Dağları, güney, doğu ve güneydoğu kesimlerini de Toroslar engebelendirir. Ülkenin en yüksek noktası, Ağrı Dağı'nın 5.137 metreye erişen doruğudur.

Düzlükler [değiştir]

Başlıca geniş düzlükler Çukurova, Konya Ovası ve Harran ovalarıdır.

Akarsular - göller [değiştir]

Kaynağı ve denize döküldüğü yer ülke sınırları içinde olan en uzun akarsu 1.355 kilometre uzunluğundaki Kızılırmak'tır. En büyük doğal göl, 3.713 km² alan kaplayan Van Gölü ve ikinci büyük gölü 656 km² lik alanıyla Beyşehir Gölü dür . 817 km²'lik alana yayılan Atatürk Baraj Gölü ise ülkenin en büyük yapay gölüdür. Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada'nın yüzölçümü 279 km²'dir.[40]

Deprem kuşağı [değiştir]

Türkiye, dünya'nın önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağı üzerindedir.[41] Kuzey Anadolu fayı boyunca 1939 yılından bu yana pek çok büyük ve yıkıcı deprem yaşanmıştır[42]

İklim [değiştir]

Türkiye'nin üç tarafının denizlerle çevrili olması, dağların konumu ve yeryüzü şekillerinin çeşitlilik göstermesi, farklı özellikte iklim tiplerinin doğmasına yol açmıştır. Kıyı bölgelerinde denizlerin etkisiyle daha ılıman iklim özellikleri görülür. Kuzey Anadolu Dağları ile Toros Sıradağları, deniz etkilerinin iç kesimlere girmesini engeller. Bu yüzden iç kesimlerde karasal iklim özellikleri görülür.

  • Akdeniz iklimi: Akdeniz ve Ege Denizi kıyılarında etkili olan bu iklim tipi, Marmara Denizi'nin güney kıyısına kadar sokulur. Kıyıdan yaklaşık 800 metre yüksekliğe kadar bu iklimin özellikleri görülür. Bu iklim tipinde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır.
  • Karadeniz iklimi: Türkiye'nin kuzey kıyılarında, dağların denize bakan yamaçlarında görülen bir iklim tipidir. Bu iklimde yaz sıcaklığı, Akdeniz ikliminde olduğu kadar etkili değildir. Kış mevsimi, güney kıyılarına göre soğuk geçer. Yağış miktarı fazladır.
  • Karasal iklim: Türkiye'nin denizlerden uzak, yeryüzü şekillerinin meydana getirdiği engellerden dolayı deniz etkisinden yeterince yararlanamayan kesimlerinde karasal iklim görülür. İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Trakya'nın iç kesimleri karasal iklimin etkisi altındadır. Buralarda mevsimlik ve günlük sıcaklık farkları büyük, yağışlar genel olarak azdır. Kışlar uzun, soğuk ve karlı, yazlar kısa fakat sıcaktır.

Türkiye Faunası [değiştir]

Ana madde: Türkiye direyi

Türkiye faunası birçok farklı hayvan türünü barındırması ile dikkat çeker. Anadolu'nun Asya ile Avrupa arasındaki konumu bunda başlıca etkendir. Farklı iklim özelliklerinde coğrafi bölgelere sahip olduğu için, biteyinin diğer Orta Doğu ülkelerine göre daha zengin (850 cins altında toplanan 9.000 tür bitki) olması ise diğer önemli etkendir ve bu yüzden, farklı iklim ve besin ihtiyacı olan birçok hayvan türü kendisine uygun yaşam alanı bulabilmektedir.Böylece, Türkiye'de yalnızca Akdeniz direyinin değil, Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Kafkaslar ve Arap Yarımadası direylerinin de tipik türleri bulunmaktadır. Ayrıca Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, çok daha fazla memeli tür barındırır ve bu da Türkiye direyinin ne tipik Avrupa direyine ne de tipik Orta Doğu direyine kategorize edilebildiğini gösterir.

Türkiye faunasına ait 160 memeli, 418 kuş, 120 sürüngen, 22 kurbağa, 127 tatlı su balığı, 384 deniz balığı olmak üzere toplam 1.230 civarında omurgalı tür tanınır. Ama bu türlerin bazıları tamamen tükenmek üzeredir, bazıları da tehlike altında bulunmaktadır.

Türkiye Florası [değiştir]

Ana madde: Türkiye biteyi

Yaklaşık 10 milyon kilometre karelik alana sahip Avrupa Kıtası'nda 12 bin bitki türü bulunurken, benzerine az rastlanan bir bitki zenginliğine sahip olan Türkiye'de 9250'yi aşkın bitki çeşidi bulunuyor.Türkiye 3000 adet endemik bitki türüne sahip,bu sayı tüm Avrupa kıtasında ise 2750.Türkiye'nin en çok endemik bitkiye sahip iki ili ise 578 bitkiyle Antalya ve 478 bitkiyle Konya.Türkiye haricinde Avrupa´nın en çok endemik bitkisine sahip ülkesi Yunanistan´da sadece 800, rakip ülke İtalya´nın ise 712 endemik bitkisi bulunuyor. Toplam bitki sayısında Türkiye´nin 9 bini aşkın bitkisi varken Bulgaristan´ın 3 bin 650, Yunanistan´ın 5 bin, Irak´ın 4 bin, İran´ın 8 bin, Fransa´nın 4 bin 500, Almanya´nın 2 bin 500, İtalya´nın 5 bin 600, İspanya´nın 5 bin, Romanya´nın 3 bin 400, İngiltere´nin 2 bin, Macaristan´ın 2 bin 214, İzlanda´nın 377, Norveç´in ise bin 715 adet bitki türüne sahip oldukları biliniyor.

Ekonomi [değiştir]

Maslak, İstanbul'un finansal merkezi olarak kabul edilir...

Kuruluş yıllarında Osmanlı Devleti'nin yıkılış döneminin savaş yenilgileri geçmişiyle başlayan Türkiye ekonomisi 1923 sonrası yıllarda harap vaziyetteydi. İstanbul ve İzmir haricinde ne sanayi, ne sermaye sınıfı, ne altyapı, ne de eğitim mevcuttu. En basit ürünler dahi ithal edilmek zorundaydı. 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğunu okuma yazma bilmeyen yoksul insanlar oluşturuyordu. Anadolu'daki büyük toprak sahipleri de sanayi burjuvazisini oluşturmaktan çok uzaktı.Bu yüzden hızlı bir kalkınmaya ihtiyaç vardı.Bunu gerçekleştirmek için 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihlerinde İzmir İktisat Kongresi toplandı.Yeni kurulacak devletin ekonomisinin ana ilkeleri belirlendi.Bu ilkeler II. Dünya Savaşı başlayana kadar başarıyla uygulandı.1929 - 1939 yılları arasında dünya sanayi üretimi %19 artarken, Türkiye'de sanayi üretim artışı %96'yı buldu. Sovyetler Birliği ve Japonya dışında hiçbir ülke, bu alanda Türkiye'den daha hızlı bir büyüme sağlayamadı. 1924 - 1938 arasındaki 11 bütçenin kesin hesabı denk bağlanmış, 3'ü fazla vermiş, sadece 1'i açıkla (içinde Aşar vergisinin kaldırıldığı 1925 yılı ) kapanmıştır.1923-1938 yılları arasında ortalama yıllık % 4-6 oranında reel büyüme hızı elde edildiği halde enflasyon çok düşüktür.1930'da T.C. Merkez Bankası kurulmuş, 1931'de 6127 kilo olan, T.C. Merkez Bankası âltın mevcudu, 1938'de 26190 kiloya ulaştırılmış, Düyun-u Umumiye Borçlarının, 1933'te yapılan anlaşmaya uygun olarak ödenmesini sürdürülmüş, ödemeler dengesi ile devlet bütçesi dengesi kurularak korunması sağlanmıştır.1930-1937 yılları arasında sürekli olarak dış ticaret fazlası sağlanmıştır.En son dış ticaret fazlası 1946'da sağlanmış olup 62 yıldır sürekli açık verilmektedir.

II. Dünya Savaşı sonrasına kadar devlet ekonomisiyle yaşayan toplum, 1950'den sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin de etkisiyle büyük bir kapitalist sanayi kalkınma dönemine girdi. Bugün de sürmekte olan bu kalkınma süreci özellikle büyük toprak sahiplerinin, hızla modern sermaye sınıfına dönüşmesine yolaçtı. Anadolu'nun kalkınması ve alt yapısının oluşması sürecinde 200 milyar ABD dolarından fazla borç oluştu. GAP projesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu teşvik programları halen sürmektedir.

Yıllık ortalama %6 üzerindeki ekonomik gelişme ile beraber büyük bir değişim ve modernleşme başladı. Öncelikle İstanbul, İzmir ve Mersin, gibi Batı bölgeleri, 1980'den sonra da bütün Anadolu illerinde özellikle Denizli, Bursa, Gaziantep ve Kayseri 'de büyük sermaye ve sanayi oluştu. Sabancı, Koç, Zorlu gibi kurulan onlarca büyük sanayi holdinginin yanında yüzbinlerce büyük, orta ve ufak ölçekteki şirket, ve oluşan işçi sınıfı, dinamik bir ekonominin taşıyıcıları oldular.

Forbes dergisine göre Mart 2008'den itibaren Türkiye'nin malî merkezi olan İstanbul'da 35 tane bilyoner yaşamaktadır (2007'de 25 taneden bir çoğalma). Böylece İstanbul, Moskova (74 bilyoner), New York (71) ve Londra'dan (36) sonra dördüncü sırada bulunarak Hong Kong (30), Los Angeles (24), Mumbai (20), San Fransisko (19), Dallas (15) ve Tokyo'dan (15) daha çok bilyonere sahiptir.[43]

Günümüzde Türkiye ekonomisi, dünyanın en büyük 15. ekonomisidir [44]. Hedef ise, cumhuriyetin 100. yılında (2023), dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almaktır. 2010 Haziran ayı itibarıyla Türkiye'de işsizlik oranı Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) %10,5 olarak gerçekleşmiştir.[45]

2008 Vergi Gelirleri ve Tahsilat Tutarları İller bazında aşağıdaki gibidir.[46]

İl Tahakkuk (TL) Tahsilat (TL)
İstanbul 79.062.023.000 72.393.238.000
Kocaeli 26.131.140.000 25.020.902.000
Ankara 22.335.055.000 18.488.994.000
İzmir 19.382.403.000 17.723.592.000
Bursa 5.180.393.000 4.740.322.000
Mersin 4.953.661.000 4.025.219.000

Eğitim [değiştir]

Ana madde: Türkiye'de eğitim ve öğretim sistemi
İstanbul Üniversitesi, Beyazıt Yerleşkesi girişi

Kuruluş yıllarında toplam 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğu okur-yazar değildi. Günümüzde bu oran %90'dır. Türkiye eğitim sistemi; 8 yıllık temel eğitime dayanır. Daha sonra 4 yıllık orta öğrenim dönemi vardır. Üniversiteye geçiş Yükseköğretime Geçiş Sınavı ile gerçekleştirilir. Yaygın eğitim kurumları bazında halkeğitimler bulunmaktadır. Açıköğretim sistemi de pekçok öğrenci tarafından kullanılmaktadır.

1930'lara kadar İstanbul Teknik Üniversitesi ile birlikte İstanbul Üniversitesi ülkedeki sadece iki üniversite iken, günümüzde üniversite sayısı 167'dir. Üniversitesi olmayan il yoktur.Shangai Jiao Tong üniversitesinin 2003 yılından beri yürüttüğü kapsamlı araştırma sonucunda Hacettepe Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi gibi üniversiteler ile birlikte İstanbul Üniversitesi dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasında gösterilmektedir.

Türkiye'nin en eski üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi'nin kuruluş tarihi 1453 yılına, en eski teknik üniversitesi olan İstanbul Teknik Üniversitesi'nin kuruluş tarihi ise 1773 yılına dayanır. 1946 yılında daha eski tarihlere dayanan köklü fakültelerin aynı çatı altında birleştirilmesiyle kurulan Ankara Üniversitesi Üniversite Kanunu ile kurulan ve Cumhuriyetin ilk üniversitesi niteliğini taşıyan bir eğitim kurumu olarak ön plana çıkmıştır. Ankara Üniversitesi'nin en eski ve köklü fakültesi 1859 yılında kurulmuş olan Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mekteb-i Mülkiye)'dir. Mülkiye, Türkiye'nin sivil yöneticilerini yetiştirmek üzere kurulmuş ilk eğitim kurumudur.

1961 Anayasasının 120. maddesinde üniversiteler özerk kuruluşlar olarak yer alırken, 27 Ekim 1960 tarihli 115 sayılı yasa, 1946 tarihli 4936 sayılı yasanın bazı maddelerini değiştirip yeni maddeler eklemiştir. Bu yasayla Milli Eğitim Bakanlığı'nın Üniversite üzerindeki yetkileri azalmış, fakülte kurullarına daha geniş katılım sağlanmış ve kadro tıkanıklıklarını aşmak üzere yeni düzenlemeler getirilmiştir. Kısaca yönetim, teşkilat, öğretim üyelği ve yardımcılığı konularında daha geniş özerklik koşullarında yeni esaslar konmuştur.[47]

2002 MEB istatistiklerine göre; toplam 6065 lise (ortaoğretim) bulunmaktadır. Bunların 2637'si genel(düz) lise (özel liseler dahil), 3428 tanesi ise mesleki lisedir. [3]

Kültür [değiştir]

Ana madde: Türk kültürü

Felsefe [değiştir]

Türk şair, yazar ve düşünür Namık Kemal
Ana madde: Türk felsefesi

Tanzimat dönemiyle Batılılaşmaya başlayan Türklerde modern felsefe ilk olarak askeri ve teknik alanlarda, medrese dışında kurulan yeni okullarda yerleşti. Yanyalı Esat Efendi yeni Aristocu çeviriler yaptı.

19. yüzyıldaki yenileşme hareketlerinde Münif Paşa’yla başlayan Batı etkisi, Osmanlı aydınlarını üstün Batı siyaset ve bilimini memlekete uyarlamaya sevketmiştir. Yeni Osmanlılar derneğinde toplanan Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi, Agah Efendi, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa Fransız düşünürlerinin etkisinde kaldılar, laik felsefenin ilk başlatıcıları oldular, bu aydınlar geç kalmış Osmanlı aydınlanmacıları ve ansiklopedistleriydi.

Cumhuriyetten sonra yayımlanan ilk felsefe dergisi Felsefe ve İçtimaiyat Mecmuası’dır (1927). Kurucuları Mehmet Servet ile Hilmi Ziya Ülken'dir. Kadrocular bir siyaset felsefesi geliştirmeye çalıştılar.

Edebiyat [değiştir]

Ana madde: Türk edebiyatı

Türkçe, Ural-Altay dil ailesi Altay koluna dahil bir dildir.

Türklerin tarihine paralel olarak Türkçe'nin yayıldığı coğrafi alan çok geniştir. Bugünkü Moğolistan'dan Doğu Avrupa'ya kadar konuşulan Türkçe pek çok lehçe ve şiveye ayrılmaktadır. Tarihi gelişimi içinde Türkçe, VIII-XIII. Asırlar arasında Eski Türkçe, XIII-XX. Asırlar arasında Orta Türkçe, XX asırda yeni Türk Yazı Dilleri ana başlıkları altında üç gurupta incelenmektedir. Türkiye Türkçesi, Orta Türkçenin, Batı Türkçesi kolunun günümüzde kullanılan bölümüdür.

Bugün Türkçe, yaklaşık 250 milyon insan tarafından; Türkiye Türkçesi dünyada 80 milyon insan tarafından konuşulmaktadır.

Batı Türkçesinin ikinci devri olan Osmanlıca (Osmanlı Yazı Dili) İstanbul'un fethinden Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar XV-XX. asırlar arasında devam eden yazı dilidir. İngiltere, Fransa, İspanya gibi memleketler gittikleri yerlere dillerini de götürdükleri halde Türkler bu dil sömürgeciliğinden uzak durmuştur.Eğer Osmanlı Devleti'de gittiği her yere Türkçe'yi de götürseydi bugün Türkçe dünyada en çok konuşulan dillerden biri olacaktı.

2006 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Türk yazar Orhan Pamuk.

Cumhuriyetten sonra 1928'de yapılan Harf İnkılabı ile Arap harfleri terk edilip Latin harflerinin kabulü Türkçe'nin yabancı unsurlardan arındırılmıştır. Türk dili'ni araştırmak ve tabii mecrasında gelişmesine katkıda bulunmak üzere 1932 yılında Türk Dil Kurumu kurulmuştur.

Türk Edebiyatı, Türklerin dahil oldukları üç medeniyet ve kültür dairesine paralel olarak üç safhada incelenmektedir:

  • İslamiyet öncesi Türk Edebiyatı
  • İslamî dönem Türk Edebiyatı
  • Batı etkisindeki Türk Edebiyatı

Türk dilinin ve edebiyatının tespit edilebilen en eski yazılı metinleri VII. Asrın sonlarına ve VIII. Asrın ilk yarısına ait olan dikili taşlardır. Bunlar arasında yer alan 732'de Kültigin, 735'de Bilge Kağan, 720'de Tonyukuk adına dikilen Orhun Yazıtları gerek muhtevaları, gerekse mükemmel dil ve üsluplarıyla Türk dili ve edebiyatının ve tarihinin şahaserleri arasında yer almaktadır. Bu dönemden günümüze ulaşan Türk destanları arasında Yaratılış, Saka, Oğuz Kağan, Göktürk, Uygur, Manas destanları sayılabilir. XIV. asırda yazıya geçirilen "Dede Korkut Kitabı" destan döneminin hatıralarını saklayan, gerek muhteva gerekse dil ve üslup mükemmeliyeti bakımından önem arz eder.

Türk edebiyatının bir yazarı olan Orhan Pamuk, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü 'ne layık görülmüştür.

Folklor [değiştir]

Ana madde: Türk halkbilimi

Halkıyat karşılığı vererek bilimi ilk olarak Ziya Gökalp ile Fuad Köprülü 1913’te dile getirdiler. Halkbilimi veya yaygın kullanımıyla folklorun ilk Türk kaynakları Orhun Abideleri’dir. Bilimsel döneme kadar çeşitli kaynaklarda atasözleri, efsaneler, hikâyeler, masallar, türküler, seyahatnameler bulunmaktadır.

Türkiye’de folklor araştırmalarında halk edebiyatı, etnoloji ve Türkiyat ile halk kültürünün belli başlıkları ortaya çıkarılmıştır. Gelenekler ve töreler doğum, düğün, ölüm kültürleriyle yaygın bir folklor ağıdır.

Mutfak [değiştir]

Ana madde: Türk mutfağı
Bakınız → Türk Mutfağı yemek listeleri

Türk mutfağı, Çin ve Fransız mutfaklarıyla beraber dünyanın en zengin mutfaklarındandır. Coğrafyası ve tarihi gereği, Türk mutfağı çok büyük bir çeşitlilik oluşturur. Türk mutfağı, Mezopotamya ve Balkan mutfaklarıyla etkileşime girmiştir, İstanbul Osmanlı Saray mutfağı da Türk mutfağının önemli bir kısmını oluşturur.

Osmanlı Saray Mutfağı'ında çok çeşitli çorba, zeytinyağlı sebze, etli yemek, balık, börek, tatlı mönüleri mevcuttur. Saray mutfağı, Bizans İmparatorluğu'dan Osmanlı'ya yüzyılların saray zevki ve tecrübesiyle oluşan elit bir mutfaktır. O dönemlerde, Halk ve köy mutfağı ise sade ve basittir.

Her yörenin ve köyün kendine özgü yemekleri bulunmaktadır.

Günümüzde, Saray kültürü ile halk kültürünün karışımı bir "Türk mutfağı" ortaya çıkmıştır. Birçok saray yemeği, halk tarafından benimsenmiştir.

Türk mutfağı;

  • Akdeniz kültürü
  • Doğu kültürü
  • Saray kültürü
  • Bozkır kültürü olarak kategorize edilmektedir.

Basın - yayın [değiştir]

Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun Ankara'daki merkez binası

Türkiye'de Radyo ve Televizyonculuk basın özgürlüğüne göre yürütülmektedir. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu kamu yayıncılığı yapmakta olup Türkiye'nin ilk televizyon kanalıdır.[48]

Türkiye'de 21 ulusal, 14 bölgesel ve de 229 yerel televizyon kanalı yayın yapmaktadır. 3984 sayılı Kanuna göre, Türkiye'de özel yayıncılığı RTÜK denetlemektedir.[49]

Sinema [değiştir]

Daha çok bilgi için: Türk sineması

İlk Türk filmi Fuat Uzkınay tarafından çekilen 'Ayastefanos'daki Rus Abidesinin Yıkılışı'[50] (1914) oldu. Metin Erksan'ın yönettiği siyah beyaz film Susuz Yaz 1964 Berlin Uluslararası Film Festivali'nde Altın Ayı ödülünü kazanmıştır.[51] 1970'li yıllarda Yeşilçam film sektörü Türkiye'ye sayısız film kazandırdı ve önemi bugün de her zaman belirtilmektedir. Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit, Yılmaz Güney, Kadir İnanır, Cüneyt Arkın, Ediz Hun, Kartal Tibet gibi daha birçok sanatçının profesyonel oyunculukları bugün bile bir örnek teşkil etmektedir. Fakat 1970'li yılların sonlarına doğru pornografik içerikli filmlere ağırlık verilmesiyle, film sektöründe bir yozlaşma süreci başladı. Bunun sonucunda eskisi gibi önemli filmler çekilememeye ve de Türkiye genelinde önceden dolup taşan sinemalar bir bir kapanmaya başladı.

Politik yaşamın durduğu 80'li yıllarda cezaevinden kaçarak Fransa'ya yerleşen Yılmaz Güney'in Yol filmi Yılmaz Güney ve Şerif Gören'e Altın Palmiye ödülünü getirmiştir.[52]

1990'lı yıllarda sinemanın canlanmasında "Eşkiya" filmi bu bağlamda adeta ön rol oynamıştır. 2000'li yıllara girilmesiyle Türkiye'de birçok film çekilmeye başlanmıştır. Her ne kadar Yeşilçam'da olduğu gibi henüz bir sektör haline gelmese de, bazı yönetmenlerin çabalarıyla iyi işler çıkartılabilmektedir. Örneğin Nuri Bilge Ceylan yönetmenliğindeki "Uzak" adlı film 2003 Cannes Film Festivali'nde "Jüri Büyük Ödülü"nü kazanmıştır. Aynı şekilde Fatih Akın'ın yönetmenliğinde çekilen "Gegen die Wand" (Duvara Karşı) adlı film, Berlin Film Festivali'nde "Altın Ayı" ödülünü kazanmıştır.[53]

"Kurtlar Vadisi Irak" adlı 10 Milyon dolar bütçeyle Türkiye'nin en masraflı yapımı unvanını taşıyan film, Anti-Amerikanizm içerdiği iddialarıyla Türkiye'de olduğu kadar yurt dışında da çok tartışılmaktadır.

Müzik [değiştir]

Ana madde: Türk müziği

Geleneksel Türk müziğinin kökleri iki ana kol olarak; Selçuklu dönemine değin uzanır. Bunlar; halk çevresinde gelişen halk müziği ve aristokrasi çevresinde gelişen klasik türk müziğidir. Zira; Osmanlı döneminde; şehirlerde, saray çevresinde ve konaklarda "kâr, beste, semai, şarkı" adı verilen ezgilere rastlanırken; halk arasında ve köylerde "türkü, bozlak, uzun hava, zeybek, oyun havası" adı verilen ezgilere rastlanmaktadır. Bu yüzden, şehir ve saray çevresinde gelişen müzik bugünkü Türk Sanat Müziğinin temelini; halk arasında gelişen müzik ise Türk Halk Müziğinin dayanağını oluşturmuştur. Cumhuriyet döneminde köy türküleri üzerine yapılan araştırmalar yoğunlaşmış ve pek çoğu derlenerek korunmaya çalışılmıştır.

Klasik Batı Müziği ise, cumhuriyet dönemi devrimler sonrası Türkiye'de gelişmiş ve Klasik Batı müziğine oldukça önem verilmiştir. 1924'de Ankara'da Musiki Muallim Mektebi kurulmuş ve yetenekli gençlerin Avrupa ülkelerine gönderilip yetiştirilmesi hareketi başlamıştır. İstanbul'da çalışmalarını sürdüren Darrültalimi Musiki adlı okul yeni bir yönetmelikle konservatuvar haline getirilmiştir. Çok sesli sanat müziğinde sesini Batı'da ilk duyuran Türk sanatçı Cemal Reşit Rey olmuştur.


1970'lerden sonra popüler kültürle birlikte gelişmeye başlayan popüler müzik ise, farklı kesimlerce farklı biçimlerde algılanmıştır. Önce Türk pop müziği ve Anadolu rock doğmuştur. 1980lerde gettolarda Türkiye'ye özgü arabesk müzik türemiştir; protest ve özgün müzik türleri ortaya çıkmıştır. 90lı yılların sonlarında alternatif rock, karadeniz rock, Türkçe rap, Türkçe jazz gibi türler doğmuştur. Türk Sanat Müziğinin klasik kalıplarından oldukça uzaklaşılmasıyla fantezi müzik ortaya çıkmıştır. Daha sonraları pop müzik sırasıyla arabesk ve fantezi ile karışmış; Türkiye'ye özgü arabesk-pop ve fantezi-pop türleri popüler müziğin büyük kısmını kaplamıştır.2003 yılında Eurovizyon Yarışmasında Sertab Erener, Everyway That I Can adlı şarkıyla birinci olmuştur.

Spor [değiştir]

Ana madde: Türkiye'de spor
İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı

Türkiye’de spor kulübü sayısı, 2010 verilerine göre 9.979’dur. Bunun 6.828’i futbol branşında, 3.151’i ise diğer spor branşlarında faaliyet göstermektedir. Yani, her 7.275 kişiye bir spor kulübü düşmekte, futbol branşı baz alındığında ise her 10.632 kişiye bir futbol spor kulübü düşmektedir. İl bazında ise, Uşak'ta 3874 kişiye bir spor kulübü düşerken, Ankara’da 14.004 kişiye, İstanbul’da 14.474 kişiye bir spor kulübü düşmektedir. Böylece, Ankara, İstanbul gibi büyük iller Türkiye ortalamasının altında kalmaktadır. Nüfusa göre spor kulübü başına düşen en fazla insan sayısı ise Kilis'te bulunmaktadır (36.681). Yine özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerinden Kahramanmaraş, Mardin, Şırnak, Van, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da da kulüp başına düşen insan sayısı oranları açısından iyi durumda değillerdir.[54]

İstanbulPark

Türkiye'de spor yapan insanların toplam nüfusa oranı % 1-2 kadardır. Mevcut spor federasyonlarının lisanslı sporcu sayısı 122.939'dur. Spor federasyonları şu dallarda kurulmuştur:Atletizm, avcılık ve atıcılık, badminton, beyzbol, basketbol, bedensel engelliler, bilardo, binicilik, bisiklet, bocce, boks, briç, buz pateni,cimnastik, dağcılık, eskrim, futbol, geleneksel spor, golf, güreş, halk oyunları, halter, hapkido, hentbol, izcilik, judo, kano ve rafting, karate, kayak, kikboks, kürek, masa tenisi, modern pentatlon, motosiklet, muay tay, okçuluk, otomobil ve motor, oryantiring, satranç, sayokan, sualtı ve cankurtarma, sutopu, tekvando, tenis, triatlon, üniversite sporları, voleybol, vücut geliştirme, yelken, yüzme.

Nüfusa göre sporcu oranı 509 iken bu oran futbol branşında 148’dir. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Futbol Federasyonu'na kayıtlı toplam lisanslı sporcu sayısı 544.572’dir. Türkiye nüfusuna göre oranı ise 115’dir. Bu orana göre her 115 kişiden biri spor yapmaktadır.

Nüfus başına düşen sporcu oranı en iyi durumdaki il Yalova’dır (37). İkinci olarak Kırklareli gelmektedir (55). Sayısal açıdan en kötü durumda olan illerimiz ise Diyarbakır (375) ve Şırnak (383) gözükmektedir. Bu arada İzmir ili nüfusu başına düşen sporcu sayısı 99, İstanbul ilinde 107, Ankara ilinde ise 153’tür. Bu verilere göre başkent Ankara dahi Türkiye ortalamasının altında kalmaktadır.

Halter [değiştir]

Naim Süleymanoğlu

Cep Herkülü olarak bilinen Naim Süleymanoğlu halter dalında 46 olimpiyat ve dünya rekoru kırmış, Seul Barcelona ve Atalanta olimpiyatlarında altın madalya almıştır. 1992 yılında Uluslararası Halter Basın Komisyonu tarafından "Dünyanın En İyi Sporcusu" seçilmiştir.

Halil Mutlu olimpiyat tarihinde üst üste 3 kez madalya alan 4. sporcu olarak halter dalında tarihe geçmiştir.

Güreş [değiştir]

Geleneksel bir Türk sporu olan güreşin en önemli karşılaşması Kırkpınar Yağlı Güreşleri'dir. Türklerin MÖ 4. yy.dan beri güreş yaptıkları bilinmektedir. İlkbahar aylarında doğanın canlanışı için yapılan kutlamalarda, evlenme merasimlerinde, zafer şölenlerinde hep güreş müsabakalari yapılırdı. 1996 yılında Geleneksel Spor Dalları Federasyonu kurulmuş ve yağlı güreş için önemli bir adım atılmıştır.

Futbol [değiştir]

Galatasaray SK Avrupa Kupası alan İlk Türk futbol takımı olarak tarihe geçmiştir.

Türkiye'de en çok sevilen sporlardan biri de futboldur. Futbol ligler halinde oynanmakta ve bunların en büyüğü Spor Toto Süper Lig'dir. Lig şampiyonu olabilmiş olan takımların üçü (Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray) İstanbul takımı,iki tanesi (Trabzonspor)ve (Bursaspor) ise Anadolu takımıdır. Futbol kulüpleri Türkiye Futbol Federasyonu çatısı altında toplanmıştır.[55]

Türkiye A Milli Futbol Takımı Euro 2000'de 6., 2002 FIFA Dünya Kupası'nda 3., Euro 2008'de ise 3. olmuştur.

Galatasaray UEFA Kupası'nı yenilmeden kazanan iki takımdan biridir , ayrıca Şampiyonlar Ligi gruplarını 3. olarak bitirmiştir. 1999-2000 yılında, finalde İngiltere'nin Arsenal kulübünü penaltılarla yenen Galatasaray, bir Avrupa Kupası kazanan ilk Türk futbol kulübü olmuştur. Galatasaray aynı yıl; Süper Kupa'yı da Real Madrid'i 2-1 yenerek kazanmıştır.

Basketbol [değiştir]

Basketbol Türkiye'de en çok ilgi gören sporlardan biridir.Basketbol'un en büyük ligi Beko Basketbol Ligi'dir.

Efes Pilsen,Fenerbahçe Ülker gibi takımlar Euroleague'de ve diğer özel turnuvalarda çok büyük başarılar göstermişlerdir. Ayrıca Efes Pilsen 1996 yılında Koraç Kupası'nı kazanarak, Avrupa Kupası kazanan ilk Türk takımı olma ünvanını elde etmiştir.[56]

Türk Milli Basketbol Takımı'da turnuvalarda büyük başarı elde etmiştir. Örneğin 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası gümüş madalya ve 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası gümüş gibi...

2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası, 28 Ağustos ve 12 Eylül tarihleri arasında Türkiye'de gerçekleştirilmiştir. Şampiyonayı FIBA, Türkiye Basketbol Federasyonu ve 2010 Organizasyon Komitesi ortaklaşa organize etmiştir.

1986'dan beri üçüncü defa 24 ülkenin katıldığı turnuvanın grup karşılaşmaları İstanbul, Ankara, İzmir ve Kayseri'de, final aşaması İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynanmış, şampiyon ise finalde Türkiye'yi 64-81 mağlup eden Amerika Birleşik Devletleri olmuştur.
 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Vikipedi, özgür ansiklopedi
 
Git ve: kullan, ara
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Kuzey Kıbrıs
Bayrak Arma
Bayrak Arma
Ulusal Marşİstiklâl Marşı
 
Konum
Başkent

(en büyük )

Lefkoşa
54°40′N 25°19′E / 54.667°N 25.317°E / 54.667; 25.317
Resmî dil(ler) Türkçe
Yönetim biçimi Demokrasi
 - Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu
 - Başbakan İrsen Küçük
Kuruluş  
 - Bağımsızlık 15 Kasım 1983
Nüfus  
 -  sayımı 265.100
GSYİH (SAGP)  
 - Kişi başına 14.765 ABD Doları
Para birimi Türk Lirası (TL) ([[ISO 4217|TRY]])
Zaman dilimi EET (UTC+2)
 - Yaz EEST (UTC+3)
Internet TLD .nc.tr, .cy ve .tr
Telefon kodu +90 392
Başlığın diğer anlamları için Kıbrıs (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ya da Kuzey Kıbrıs, Akdeniz'de bulunan en büyük üçüncü ada ve Anadolu yarımadasının 65 km güneyindeki Kıbrıs adasının kuzey kısmında yer alan bağımsız devlet. Bağımsızlığı Türkiye Cumhuriyeti dışında hiçbir ülke tarafından tanımmaktadır.[1] Bugün birçok devlet, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlar tarafından adanın sadece güneyini kontrol altında tutan Kıbrıs Cumhuriyeti toprakları içerisinde kabul edilmekte, Kuzey Kıbrıs ise de facto olarak nitelendirilmektedir. Birleşmiş Milletler[2] ve Avrupa Konseyi[3]'ne göre, Türkiye veya Türk Silahlı Kuvvetleri'nin koruması altındadır.

Bağımsızlık ilanından bu yana Türkiye tarafından ekonomik, siyasi ve askerî olarak desteklenmektedir. Türkiye'de "Yavru vatan", "Yeşilada"[4] ya da "cennet ada"[5] diye de bilinir.

Tarih [değiştir]

Kıbrıs Krallığı'nın son hükümdarı olan Caterina Cornaro 1474–1489 seneleri arasında yönetti. Adayı Venedik Cumhuriyeti'ne satması ile krallık sona erdi.

İlk çağlar [değiştir]

Tarihi boyunca birçok ulusun egemenliği altına giren Kıbrıs M.Ö. 1500 yılı civarında Antik Mısırın, M.Ö. 1320 yılı civarında Hititin[6] ve M.Ö. 1200'li yıllarında tekrar Mısırın, M.Ö. 1000 yılı civarından Fenikelilerin ve M.Ö. 709'da Asurluların eline geçtiği aktarılmaktadır.[7][8]

M.Ö. 669'da bağımsızlığını kazandıysa da tekrar Mısır firavunu Amasis tarafından alınmıştır. M.Ö. 545'te Pers Ahameniş İmparatorluğu tarfından alınmış ve M.Ö. 333'te İssus Muharebesinde Persleri yenen Büyük İskender'in egemenliği altında özerklik tanınmıştır.[9][10]

Bu tarihten sonra adada Yunan kültürü önem kazanmıştır. M.Ö. 58 yılında ada Roma İmparatorluğunun bir vilayeti haline gelmiştir ve 350 sene boyunca Roma İmparatorluğu kontrolünde kalmıştır. 395’te, Bizans İmparatorluğu'nun bir parçası alan adada halk Putperestlikten yavaş yavaş Ortodoksluk'a geçmiştir.[11]

Eski Çağ'dan Osmanlı'ya [değiştir]

Ada, eski çağlarda Hititlerden, Eski Mısırlılara ve Antik Yunanlara birçok medeniyetin yönetimine girmiştir. M.Ö. 58 yılında ada Romalılar tarafından alınmış ve 350 sene boyunca Roma İmparatorluğu kontrolünde kalmıştır. 395’te, Bizans İmparatorluğu'nun bir parçası olan adada halk Putperestlikten yavaş yavaş Ortodoksluk'a geçmiştir. 1191 yılında Aslan Yürekli Richard Üçüncü Haçlı Seferi sırasında adaya yerleşmiş ve daha sonra adayı Tapınak Şövalyeleri’ne satmıştır. 1192 yılında adayı satın alan Guy de Lusignan ve soyu 1489’da Venedikliler’in adayı alışına kadar Kıbrıs'ı yönetimi altında tutmuşlardır.

Venedikliler [değiştir]

Kıbrıs'ta Venedik Cumhuriyeti hakimiyeti, 26 Şubat 1489'da başladı. O dönemde adanın hakimi olan Lüzinyan kralı, Katerina Kornaro adlı bir Venedik soylusuyla evlendi. Kral ölünce, ada Venediklilere kaldı.[12]

Adayı yöneten Venedikli, Mağusa'da ikamet etmekteydi. Venedikliler döneminde askeriyeye önem verilmiş, Mağusa'nınki başta olmak üzere kaleler sağlamlaştırılmıştı. Lefkoşa Surları ise 8 milden 3 mile indirilerek yeniden yapılmıştır.[12]

Osmanlı dönemi [değiştir]

Kıbrıs'ın Osmanlı İmparatorluğu'nda denizci olan Piri Reis tarafından oluşturulmuş tarihi haritası.

Fetihden önce Kıbrıs, Doğu Akdeniz'deki Osmanlı Devleti'ne ait gemilerine akın yapan Hıristiyan korsanlarının sığınağı haline gelmiştir.[13] Bu korsanlar genellikle deniz ticaret gemilerine ve hacca giden yolculara saldırarak buradaki yol güvenliğini yok etmektedir. Bu gibi nedenlerden dolayı Kıbrıs'ın alınması gerekli görülmüştür.[14]

Kıbrıs, II. Selim'in hükümdarlığı esnasında, Lala Mustafa Paşa komutasındaki ordu ve Piyale Paşa komutasındaki donanma tarafından,[10] 1 Temmuz 1570'de başlayıp,[15] 1 Ağustos 1571'de Mağusa'nın fethedilmesiyle[16] Osmanlı idaresine girdi. Kıbrıs'ın fethiyle Osmanlı Devleti, Doğu Akdeniz'e tamamen hâkim olmuştur.[17]

15 Eylül 1570 tarihinde Lala Mustafa Paşa, tören ile Lefkoşa şehrine girmiştir.[18] Kıbrıs fethedildiği tarihte adada çok az sayıda Ortodoks Rum vardı. Çünkü Venedikliler Katolik idi ve Ortodoks Kilisesi'ne yaşama hakkı tanımıyordu. Osmanlı Devleti Ortadokslara serbestçe kilise kurma ve gelişme imkânı sağladı. Böylece adada Ortodoks Kilisesi gelişti ve Katolik Kilisesi etkinliğini kaybetti.

1571 yılında Kıbrıs'ta yapılmış bulunan nüfus sayımında yerli halkın nüfusu 150.000'dir. Burada bulunan Türk askeri ise 30.000 kadardır.[19] Fethin ardından Karaman'dan adaya göç ettirilen Türkler, adanın ilk Türk sakinleridir.[20] Bugün adada yaşayan Kıbrıs Türkleri'nin (Kıbrıs Harekâtı'ndan sonra Türkiye Cumhuriyeti'nden gelenler hariç) soyu bu Osmanlı idaresinde adaya gönderilen Türklerden gelmektedir.[21]

Birleşik Krallık dönemi [değiştir]

93 Harbi'nde Rusya İmparatorluğu karşısında yenilen Osmanlı, Ruslara karşı fazla ödün vermemek amacıyla[22], Birleşik Krallığın isteği üzerine ada 92.799 sterline kiralanmıştır.[23] Osmanlı mülkiyeti devam ediyor sayılmakla birlikte, yönetim tamamen Birleşik Krallık'a geçti.[24] Birleşik Krallık adayı "Komiser" diye tabir ettiği yüksek rütbeli yöneticilerle idare etmiştir. 1914'te başayan I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı'nın Birleşik Krallık karşısındaki Almanya'nın yanında savaşa girmesi üzerine Birleşik Krallık adayı ilhak edip adaya vali tayin etti. 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın 21. Maddesi gereğince, Birleşik Krallığa ilhakı tanındı.[25] 1925 yılında Kıbrıs Crown Colony olarak ilan edildi ve adaya ilk Türkiye Cumhuriyeti konsolosu atandı.

ENOSIS [değiştir]

EOKA logosu


1931'den itibaren Rumların Enosis (Kıbrıs'ın Yunanistan'la birleştirilmesi projesi) isyanı başladı, Rumlar'ın Birleşik Krallık yönetimine karşı ayaklanması sonucu Birleşik Krallığın politikası sertleşti. Türk topluluğu Enosis’e karşı olduğunu açıkladı. 1943 yılında Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu (KATAK) kuruldu. Fakat KATAK'ın faaliyetini yetersiz bulan Fazıl Küçük KATAK'tan ayrılmış ve 23 Nisan 1944'te Kıbrıs Millî Türk Halk Partisi (KMTHP)'ni kurmuştur.

II. Dünya Savaşı’nın ardından kolonilerin tasfiyesi eğilimi yaygınlaşınca, 18 Ekim 1950'de Kıbrıs Rum Ortodoks liderliğine III. Makarios seçilmiştir. Yunanistan Hükûmeti 1954'de Birleşmiş Milletler’e ulusların kendi kaderlerini tayin haklarının (Self-determinasyon) Kıbrıs için de uygulanması yolunda başvuruda bulundu. Türkiye'nin karşı çıktığı bu istek Birleşmiş Milletler'ce reddedildi.

EOKA 1 Nisan 1955’de adada faaliyete geçti. Rumlar arasında Enosisçi-Anti Enosisçi çatışması başladı. Türkiye ilk kez sorunda taraf olmayı kabul etti[kaynak belirtilmeli] ve 29 Ağustos’ta Londra’da Birleşik Krallık ve Yunanistan’ın katıldığı toplantıda, Türkiye de temsil edildi. 15 Kasım 1957'de Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) kuruldu. 1958 yılında gündeme gelen MacMillan Planı'na göre Kıbrıs’ın İngiliz Milletler Topluluğu içinde kalmasına ama Türkiye ve Yunanistan'la da bağlara sahip olmasına karar verildi.

1960'dan 1974'e [değiştir]

Sarayönü meydanına giren TSK'ya ait M47 Tank

1960'da kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinde her iki toplumada nüfuslarına göre her kurumda yeterli temsil hakkına sahipdi. Fakat Kıbrıs Cumhuriyeti cumhurbaşkanı III. Makarios 30 Kasım 1963’de 13 maddeden oluşan anayasa değişikliği önerilerini sundu. Bunlar arasında anayasanın değişmez maddeleri, Kıbrıs Türk'ü olan Başkan Yardımcısı’nın veto hakkının ortadan kaldırılması, Temsilciler Meclisinde ayrı çoğunluklar ilkesinin ortadan kaldırılarak kararların basit çoğunlukla alınması, ayrı belediyelerin ortadan kaldırılması gibi maddeler de bulunmaktaydı.

ABD Başkanı Kennedy, Makarios’a bundan vazgeçmesini önerdi ve Türkiye değişiklikleri kabul etmeyeceğini bildirdi. Kıbrıs Türkleri'nin de reddi üzerine Kıbrıs Rumları, 21 Aralık 1963’te Kıbrıs Türklerine karşı ada çapında saldırıya geçti.[kaynak belirtilmeli] 21 Nisan 1966 tarihli Patris gazetesinde yayınlanan Akritas Planına göre Türk halkı sindirilerek ada Yunanistan'a bağlanacaktı.

1967’de Rum saldırıları tekrar başladı. Yunanistan Ordusu'nun 15 bin askeri, gayri resmî olarak adaya yerleştirildi. Türk'lere karşı sürdürülen sindirme politikasının durdurulması için Türkiye ve Yunanistan başbakanları arasında düzenlenen toplantı bir sonuç vermeyince, Türkiye askerî müdahalede bulunacağını açıkladı.

TBMM hükûmete müdahale yetkisi verdi. Türk uçakları Kıbrıs üzerinde uçmaya başladı. Donanma ve çıkarma birlikleri harekete geçti. ABD’nin arabuluculuğuyla Yunanistan birliklerinin geri çekilmesi sağlanınca, Türkiye harekâtı durdurdu. Yunanistan'ın askerleri üç Türk köyünden geri çekilirken arkalarında 24 ölü bıraktılar.[kaynak belirtilmeli] 1964’ten beri Türkiye’de bulunan Rauf Denktaş gizlice adaya gitti. Denktaş, Yunanlılarca tutuklandı ama Türkiye ve ABD’nin itirazı üzerine iade edildi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanı [değiştir]

EOKA'nın Enosis'i hayata geçirmesi üzerine 1974 yılında gerçekleştirilen Kıbrıs Harekâtı sonrasında 1976'da Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuştur.

15 Kasım 1983'de Kıbrıs Türk Federe Devleti meclisi Self-determinasyon hakkını kullanarak oybirliği ile aldığı bir kararla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ilan etmiştir. KKTC'nin kuruluş bildirgesini kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş okudu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulması, Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan’ın ve pekçok devletlerin yanı sıra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin de tepkisini çekti.

Güvenlik Konseyi, 18 Kasım’da aldığı bir kararla bağımsızlık kararını kınadı. 13 Mayıs 1984’te de Güvenlik Konseyi 550 sayılı kararı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanını ayrılıkçı bir hareket olarak tanımladı.[26]

Görüşmeler ve Çözüm Arayışları [değiştir]

Kıbrıs Sorunu, dünyanın gündemine girdiğinden beri başta Birleşmiş Milletler bünyesindeki çalışmalar olmak üzere adanın birleştirilmesi gayesi ile birçok faaliyet yürütülmüştür. Fakat bunlardan bir sonuç alınmamıştır. Bunlardan biri olan 2004 Annan Planı referandumu da Kıbrıslı Türklerin "kabulü" ve Rumların "hayırı" ile gerçekleşmemiştir. 1 Mayıs 2004’te Kıbrıs Cumhuriyeti tüm adayı temsilen Avrupa Birliği’ne girmişlerdir.

Coğrafya [değiştir]

Beşparmak Dağları'nda Kuzey Kıbrıs bayrağı ve Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözü.

Toprakları kuzeyde Dipkarpaz, batıda Güzelyurt, güneyde de Akıncılar'a doğru yayılır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Kıbrıs Cumhuriyeti toprakları arasında Birleşmiş Milletler'in kontrolünde tampon bölge bulunmaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin önemli yerleşim yerleri, başkent Lefkoşa, Girne, Gazimağusa, Güzelyurt ve İskele'dir. KKTC, etkisinde bulunduğu Akdeniz ikliminden dolayı fazla yağış almaz. Genellikle sıcak ve kuraktır.

Kıbrıs'ın sahil kıyıları, aşağı yukarı yüz milyon senedir Chelonia mydas ve Caretta caretta kaplumbağaları tarafından ziyeret edilmektedir. Bu canlılar yumurtlamak için Mayıs ve Ağustos ayları arasında Kuzey Kıbrıs’ın kumsallarına gelmektedirler. Adanın kuzeyinde doğal mağaralar da bulunmaktadır. Sarkıt ve dikitleri ile İncirli Mağarası, İnönü’deki Sütünlu Mağara, olmak üzere 85 adet civarındaki doğal mağara bulunmaktadır.[27]

KKTC'nin karasal ve denizaşırı komşuları yönlerine göre aşağıda gösterilmiştir:[28]

KUZEY KIBRIS'tan yönler
Akdeniz
daha kuzeyde Türkiye Türkiye
Akdeniz
daha kuzeyde Türkiye Türkiye
 
Akdeniz
daha kuzeydoğuda Türkiye Türkiye
Akdeniz
Compasspoint-nw.png K Compasspoint-ne.png
B RoseVents.svg D
Compasspoint-sw.png G Compasspoint-se.png
Akdeniz
daha doğuda Suriye Suriye
Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıs Cumhuriyeti
 
Akdeniz
daha güneydoğuda Lübnan Lübnan ve
İsrail İsrail

Uluslararası statü ve dış ilişkiler [değiştir]

KKTC'nin Londra ofisi, Bedford Square.
Ana madde: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin dış ilişkileri

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti resmî adı ile Türkiye haricinde tanınmamaktadır. Bağımsızlık ilanından sonra Pakistan ve Bangladeş de KKTC'yi tanıdığını ilan etse de uluslararası baskılar sonucunda bundan vazgeçmişlerdir.[29]

1992’de Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Meclisi'nin yetkisi olmadığı halde KKTC’nin tanınmasına ilişkin karar aldığına dair bilgi aktarılmaktadır.[30] Ancak Azerbaycan Cumhuriyeti KKTC'yi resmî olarak tanımamaktadır.

Haziran 2004'te İslam Konferansı Örgütü dışişleri bakanları "Kıbrıs Türk Toplumu" sıfatıyla gözlemci olarak katılan KKTC'nin Annan Planı'nda kullanılan "Kıbrıs Türk Devleti" tanımıyla katılmasını kararlaştırmışlardır.[31][32].

2005'te Gambiya, Batı Afrika ülkesinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni diplomatik ilişkiler kurmaya hazır olduğunu açıklamıştır.[33] 2008'de Katar'da "KKTC Ticaret ve Turizm Ofisi" adıyla temsilciliğini açmıştır.[34]

2004 Nisan'ında yapılan Annan Planı referandumundan bugüne uluslararası camia KKTC ile var olan ilişkilerini iyileştirmeye başladı. Avrupa Birliği'nin genişlemesi'nden sorumlu üyesi Günter Verheugen raporunda bu şartlar göz önünde tutulursa AB ülkelerinin KKTC'de temsilcilikler açabileceklerini söyledi. AB KKTC'ye 259 Milyon Euro yardım taahhüt etti. Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından engellenmeye çalışan bu yardımı[kaynak belirtilmeli], KKTC direkt olarak almak istemektedir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat görevi sırasında dünya liderleri ile görüşmelerine devam etti. Dönemin ABD dışişleri bakanı Condoleezza Rice ve Birleşik Krallık eski dışişleri bakanı Jack Straw ile görüşmelerde bulundu. Ayrıca 2006 Ağustos'unda eski Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref tarafından cumhurbaşkanı sıfatı ile ağırlandı.

Mülkiyet: Rum Kıbrıslıların Dava Kararları: 01.03.2010: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM,ECHR) Türk Kıbrıs’ın Taşınmaz Mal Komisyonu’nu tanıdı (18.08.2010: Türk Kıbrıs'ın TMK’na 652 Rum Kıbrıslı başvuru yaptı). 27.05.2010: AİHM: “Rum Kıbrıslıların Kuzey Kıbrıs’tan göç ettikleri yerler, hayatlarının hemen hemen hepsini başka yerlerde yaşadıklarından ve iddia ettikleri mülkle somut ve kalıcı bağları (concrete and persisting links) olmadığından artık evleri (home) değildir. Ayrıca, bu yüzden, Rumların kuzeye geri dönüş hakkı yoktur”. 27.07.2010: AİHM, TK TMK’nun tazminatları hesaplama metodunu benimsedi. Türk Kıbrıslıların Dava Kararları: 14.01.2010: AİHM, bir Türk Kıbrıslının (Nezire Ahmet Sofu) Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki malını tazmin ederken, Kıbrıs Cumhuriyeti aleyhinde karar verdi; ve Rum Kıbrıs Başsavcısının 139/1991 sayılı kanunda (Turkish Cypriot Properties (Administration and Other Matters)) değişiklikler yapmasına hükmetti. Devam Eden Davalar: ECHR’nin Rum Kıbrıs’taki Yağmuralan (Frodisia) ve Matyat’tan (Mathiatis) Türk Kıbrıs’a göç etmek zorunda kalan Türk Kıbrıslıların başvurularıyla ilgili kararı ise henüz açıklanmamıştır.

5 Mayıs 2010'da, Kuzey Kıbrıs'ı temsilen Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Avrupa Küçük Ölçekli İşletmeler Birliği'ne (ESBA) tam üye oldu.[35]


Yabancı temsilcilikler [değiştir]

Ana madde: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bulunan diplomatik elçiliklerin listesi

Yönetim ve Politika [değiştir]

Ana madde: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin devlet yapısı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti cumhuriyetle yönetilmekte olup yarı başkanlık sistemi bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı aynı zamanda devlet başkanı, başbakan ise hükümetin başkanıdır. Çok partili sistem uygulanmaktadır. Yürütme yetkisi hükümetin elindedir. Yasama yetkisi ise hükümetle beraber KKTC Cumhuriyet Meclisi'ne aittir.

KKTC Cumhurbaşkanı halk tarafından, 5 yıllık periyotlarla seçilir. Bu görevi 24 Nisan 2005'ten beri Mehmet Ali Talat yürütmektedir. 50 kişiden oluşan Cumhuriyet Meclisi halkın oylarıyla seçilmektedir. Şubat 2005'te yapılan seçim ile başa gelen Mehmet Ali Talat önderliğindeki CTP, Mehmet Ali Talat'ın cumhurbaşkanı olmasıyla CTP genel sekreteri Ferdi Sabit Soyer'i Cumhuriyetçi Türk Partisi başkanlığına ve başbakanlığa getirmişlerdir. Partinin iktidar ortağı Turgay Avcı önderliğindeki Özgürlük ve Reform Partisi de hükümette yer almaktaydı. 19 Nisan 2009 tarihli genel seçimler de ise Derviş Eroğlu liderliğindeki Ulusal Birlik Partisi meclis çoğunluğunu elde etti.[36][37]

İdari yapılanma [değiştir]

Lefkoşa, Gazimağusa, Girne, Güzelyurt, İskele olmak üzere 5 ilçeye ayrılmaktadır. Her ilçeye Kaymakam atanmaktadır.

Ordu [değiştir]

Ana madde: KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı

KKTC'nin Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (G.K.K.) adında tümen seviyesinde bir askeri birliği vardır. G.K.K.'nda 18 ile 40 yaşları arasında zorunlu askerliğe alınmış 4000 kadar personel bulunmaktadır. Bunun yanında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 11. Kolordu'su[kaynak belirtilmeli] Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı (K.T.B.K.) yerleşmiş durumdadır.

Ekonomi [değiştir]

Ana madde: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uluslararası camiada tanınmamasından dolayı ekonomik olarak Türkiye'den yardım almaktadır. Tedavüldeki para birimi Türk Lirası'dır. KKTC'nin neredeyse tüm ithalat ve ihracatı Türkiye üzerinden gerçekleştirilir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisi kamu sektörü dahilinde ticaret, turizm ve eğitimle beraber tarım ve imalat sanayinden oluşmaktadır. KKTC'deki kişi başına düşen milli gelir şöyledir:

İletişim ve Ulaşım [değiştir]

Uluslararası telefon kodu olan +90 392 dir. İnternet alan adı .nc.tr'dir. Dünya Posta Birliği KKTC'yi müstakil bir devlet olarak tanımadığından postalarda "Mersin 10 Turkey" posta kodu ile gönderilir.[39]

KKTC'ye Türkiye hariç direkt uçak seferi düzenlenmemekte ve Ercan Uluslararası Havalimanı ve Geçitkale Havaalanı sadece Türkiye ve Azerbaycan tarafından yasal havaalanı olarak tanınmaktadır.[40]

1974 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti, KKTC'nin limanlarının, tüm dünya gemilerine kapatıldığını ilan etmiştir. Türkiye bu ilanı tanımamış ve Kıbrıslı Türk limanlarını serbest ulaşıma açmıştır.

Havaalanları ve limanlar [değiştir]

Ercan Uluslararası Havalimanı

Demografi [değiştir]

Ana madde: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demografisi

Nüfusu 2006 genel nüfus sayımına göre 265,100[41] olup yerli Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'den gelen göçmenler olmak üzere iki esas zümreden oluşur.[42] Bu zümreler dışında Türkiye'den ve kısmen diğer ülkelerden işçi statüsünde çalışmak üzere gelenler yaşamaktadır. Az sayıda Rum ve Maruni (Kıbrıs ağzında Maronit) doğuda Dipkarpaz, köyünde, kuzeyde Koruçam (Kormacit) ve Karpaşa köylerinde yaşamaktadır. [kaynak belirtilmeli]

Kıbrıs Türkleri'nin bir kısmı 1955 yılından itibaren siyasi ve ekonomik sebeplerle ülke dışına göç etmişlerdir. Özellikle Birleşik Krallık, Avusturalya ve Türkiye Kuzey Kıbrıs'tan büyük oranda göç almıştır.[43] Ülkeye uygulanan ekonomik ambargolar nedeniyle[kaynak belirtilmeli] üçüncü ülkelere yapılan ticarette büyük zorluklar çekilmesi ülke dışına yapılan göçlerin zaman içerisinde devamlılık kazanmasına yol açmıştır.

Yaz döneminde Türkiye ve diğer ülkelerden gelen turistler günlük nüfusun artmasına yol açmaktadır.

Dil [değiştir]

Ana madde: Kıbrıs Türkçesi

Resmî dili Türkçedir. Bununla beraber halkın konuştuğu dil Türkiye Türkçesi'nin Kıbrıs ağzı'dır. Yazı dilinde 1940'lardan itibaren Latin harfleri kullanılmaktadır.[kaynak belirtilmeli]

Din [değiştir]

Nüfüsunun büyük çoğunluğu kendisini Müslüman olarak tanımlamaktadır. Bu Müslüman nüfus geleneğe bağlı olarak Sünni inancın Hanefi mezhebine bağlıdır. KKTC Din İşleri Dairesi Müslümanların dinî ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışmaktadır. Din hizmeti veren personelin büyük çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti'nden sağlanmaktadır.

Nüfusunun çok az kısmını oluşturan Ortodoks Rumlar ve Katolik Maruniler de bulunmaktadır.

Frenk (1192-1489) ve Venedikler (1489-1571) Rum Ortodoks Kilisesinin dinsel özgürlüğünü ortadan kaldırıp yerine Latin kilisesinin kurallarını uyguladılar. Osmanlılar, adada varolan tüm dinlere karşı saygı ve hosgörü göstermiştir.[kaynak belirtilmeli] Birçok Rum Ortodoks Kilisesi Frenk ve Venedik döneminde yıkılmaya yüz tutmuştu. Osmanlı yetkilileri bunların kullanım için tamirine ve düzeltilmesine yardımcı oldu. Rum Ortodoks Kilisesine ayrıca dinî binalara ek olarak toprak ve bağımsızlığını sürdürebileceği tam bir özgürlük verildi.[44]

Eğitim [değiştir]

Ana maddeler: KKTC'de bulunan okulların listesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde eğitim

Kıbrıs Türk eğitim sistemi genel olarak üç bölüm olarak değerlendirilir; bunlar temel eğitim, orta eğitim ve yüksek öğretimdir. Ülkede 5 yaşından 15 yaşına kadar süren zorunlu temel eğitim, ücretsizdir. Bu bölümde anaokulu, ilkokul ve ortaokul eğitimi bulunur. Kreş ise temel eğitime dahil olmasına rağmen zorunlu değildir.[45]

Zorunlu temel eğitim dönemi bittikten sonra orta eğitim dönemi başlar. Bu dönem zorunlu olmayıp süresi değişebilmektedir. Liseler ve meslek liselerinde eğitim üç yıldır. Kolejlerde, güzel sanatlar liselerinde ve çıraklık eğitiminde, eğitim dört yıllıktır.[45]

Orta eğitimden sonra yüksek öğrenim dönemi gelmektedir. Bu dönemde ise lisans, lisansüstü ve doktora eğitimi verilir. 18 veya 19 yaşında orta eğitimi bitiren öğrenciler, isteğe bağlı olarak yüksek öğrenime devam edebilirler.[45]

Yüksek öğretim [değiştir]

Yüksek öğretim temel olarak üniversitelerde yürütülmektedir. Bu üniversitelerin tümü özel üniversite statüsündedir. Yurtdışından KKTC üniversitelerine başvuran öğrenci sayısında sürekli olarak artış görülmektedir.

Bazı Kıbrıs Türkleri öğrenimlerini yurtdışında özellikle Türkiye’de yürütmeyi tercih etmektedir. KKTC'de yüksek öğrenim gören Kıbrıs Türkü öğrenci sayısı 9,414[kaynak belirtilmeli] iken yurtdışında öğrenim gören Kıbrıs Türkü öğrenci sayısı 1,631[kaynak belirtilmeli]’dir.

KKTC'de öğrenim gören yabancı öğrencilerin 14,624 kişi[kaynak belirtilmeli] gibi büyük bir çoğunluğu Türkiye’den olmakla beraber, Ortadoğu ülkelerinden 1,896[kaynak belirtilmeli] kişi gelmektedir. Üniversitelerin çoğu yüksek lisans ve doktora programları gibi yüksek lisans olanakları sağlamaktadır.

Kuzey Kıbrıs'taki 6 üniversitede 43,000'den fazla öğrenci vardır: Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ), Girne Amerikan Üniversitesi, ODTÜ-KKTC, Lefke Avrupa Üniversitesi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Doğu Akdeniz Üniversitesi. (DAÜ), uluslararası tanınmış bir yükseköğretim kurumu olup, 35 ülkeden 1000 fakülte üyesine sahiptir; 68 ülkeden 15000 öğrenci vardır. Bu 6 üniversite, Türkiye'deki YÖK tarafından denkliği onaylanmıştır. DAÜ ve YDÜ, Avrupa Üniversiteler Birliği'nin tam üyesidir. DAÜ, Akdeniz Üniversiteler Topluluğu'nun, İslam Dünyası Üniversiteleri Federasyonu'nun ve Uluslararası Üniversiteler Birliği'nin tam üyesidir. Türkiye'deki üç üniversite (İstanbul Teknik Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Gazi Üniversitesi) Kuzey Kıbrıs'ta kampüs açacaklardır. Kuzey Kıbrıs'ın Girne Amerikan Üniversitesi, İngiltere'de Canterbury'de 2009 yılında kampüs açmıştır, bu kampüs İngiliz Akreditasyon Konseyi tarafından 2010 yılında denkliği kabul edilmiştir.

13 Ağustos 2010'da, Kuzey Kıbrıs'ın Eğitim Bilimleri Derneği (KEB-DER) Avrupa Eğitim Araştırmaları Birliği'ne tam üye oldu.

Kültür [değiştir]

Ana madde: Kıbrıs Türk kültürü

Müzik [değiştir]

KKTC'de zamanla birçok müzik grubu ve sanatçı çıkmıştır. Bunlar genelde Pop, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, rap v.b. müzik türlerini gerçekleştirirler.

Sanat

KKTC de bir ünlü sanatçı yetişmiştir. Özellikle fotoğrafçılık, heykelcilik (heykeltıraşlık), resim v.b. görsel sanatlar fazla gelişmiştir.[kaynak belirtilmeli]

Spor [değiştir]

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, kendisine uygulanan ambargolar yüzünden spor alanında uluslararası organizasyonlara üye olamamaktadır.[46] Ülkede kurulmuş olan Milli Olimpiyat Komitesi, Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından tanınmamaktadır.[47] Başta futbol olmak üzere tüm dallarda KKTC takımlarının uluslararası arenada mücadele etmesi Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti tarafından engellenmektedir.[48] Bazı Kıbrıs Türk sporcular bu nedenler Türkiye ve Rum takımlarında forma giymektedir.[48] Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu, NF-Board'un kurucu üyelerindendir.[49]

Basın [değiştir]

KKTC’de basın özgürlüğü, KKTC Anayasası’nın 26. maddesince[50] garanti altına alınmıştır. Bu maddeye göre basın ve duyuru hakkı tüm vatandaşlar için serbesttir ve sansür uygulanamaz.

Bayrak Radyo Televizyon Kurumu (BRT) kamu yayıncılığı yapmakta olup KKTC'nin ilk televizyon kanalıdır. BRT 1 ve BRT 2 adında iki televizyon kanalının yanında beş adet de radyo ile kamusal yayıncılık yapmaktadır. Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) bir devlet kurumu olarak haber ajansı faaliyeti yürütmektedir. KKTC'de altısı yerli üçü yabancı toplam dokuz haber ajansı, onüç günlük gazete, dört haftalık dergi, dört aylık dergi, altı televizyon kanalı ve yirmi bir radyo kanalı faaliyetlerine devam etmektedir. KKTC'de TRT de izlenebilmektedir.

Turizm [değiştir]

Ana madde: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde turizm
KKTC'ye Giriş

Kuzey Kıbrıs’ın en büyük gelirlerinden biri olan turizmin ülkede büyük bir yeri vardır. Ülke iklimi tüm yıl boyunca tatil için olanaklar sağlar. Yağışlar Aralık ve Ocak aylarında yoğunlaşıp ortalama deniz sıcaklığı altı ayı aşkın bir süre 20 °C dir. Kuzey Kıbrıs bahar aylarında saran yabani çiçekleriyle ve havayı dolduran portakal, limon ve greyfurt çiçeği kokularıyla ünlüdür.

Kuzey Kıbrıs sahilleri yüzmek için Akdeniz'in elverişli ve güvenli, mekânlarındandır. Çoğu tatil tesislerinin modern yüzme havuzları yanında, doğu Akdeniz'in serin suları için güzel sahilleri bulunur.

Adanın iç kesiminde, Beşparmak Dağları güneyinde, geniş Mesarya ovası, Ercan Havaalanı ve ülkenin başkenti Lefkoşa bulunmaktadır. Lefkoşa şehrinin tarihi merkezi etrafı 5.5 km uzunluğunda şehir duvarı ile çevrilidir ve bu duvar hâlâ sağlamdır. Girişteki kapı Osmanlılar tarafından yapılmıştır. Doğu sahili boyunca tarihî, gelişmiş Gazimağusa kenti ve onun yanında Salamis antik kenti yer alır.Adanın en büyük yarımadası olan Karpaz yarımadası yeşil kaplumbağaların yumurtlama mekânıdır. Burada özel alanlar vardır ve giriş çıkış yasaktır.[27]

Egzotik Kıbrıs mutfağı, kendi tarihî ve deniz kültürünü yansıtması yanında, doğu ve batı kültürünün de ortak bir sentezidir.

Ülkede 2009 yılı itibarı ile 119 turistik konaklama tesisi, 15 diğer konaklama tesisi, 144 turizm ve seyahat acentesi, 25 casino ve 250 turistik restoran bulunmaktadır. Ülkedeki rehber sayısı 1192'dir. Toplam 9224 kişi turizm sektöründe çalışmaktadır.[51][52]


Azerbaycan

Vikipedi, özgür ansiklopedi
 
Git ve: kullan, ara
Bu madde Azerbaycan Cumhuriyeti adlı ülke hakkındadır. Başlığın diğer anlamları için Azerbaycan (anlam ayrımı) maddesine bakabilirsiniz.
Azerbaycan
Azərbaycan Respublikası
Azerbaycan Cumhuriyeti
Bayrak Arma
Bayrak Arma
Ulusal MarşAzərbaycan Marşı
 
Konum
Şablon:Map caption
Başkent

(en büyük )

Bakü
40°22′N 49°53′E / 40.367°N 49.883°E / 40.367; 49.883
Resmî dil(ler) Azerice [1]
Etnik gruplar  91.2% Azeri, 2.2% Lezgi, 1.8% Rus, 1.5% Ermeni (Dağlık Karabağ), 0.2% Gürcü, 3.8% Diğer
Milliyet Azeri/Azerbaycanlı
Yönetim biçimi Parlamenter Sistem
 - Cumhurbaşkanı Ilham Aliyev
 - Başbakan Artur Rasizade
Kuruluş  
 - Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti
28 Mayıs 1918
 - Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti
28 Nisan 1920
 - Bağımsızlık
Sovyetler Birliği'nden


30 Ağustos 1990
 
 - Kabul Edilme
Tanınma
18 Ekim 1991
Yüzölçümü  
 - Su (%) 1.6%
Nüfus  
 - 2010 tahmini 9,000,000 (90.)
 - 1999 sayımı 7,953,438
GSYİH (SAGP) 2008
 - Toplam $74.856 milyar (71.)
 - Kişi başına $8,634 (70.)
GSYİH (düşük) 2008
 - Toplam $46.378 milyar (72.)
 - Kişi başına $5,349 (74.)
Gini (2006) 36.5 (58.)
İGE  0.787 (medium)  (2007)
Para birimi Azerbaycan Manatı (AZN)
Zaman dilimi (UTC+4)
Trafik akışı sağ
Internet TLD .az
Telefon kodu 994

Azerbaycan resmî adıyla Azerbaycan Cumhuriyeti (Azerice: Azərbaycan Respublikası, /ˈɑz.æˌɾ.bɑj.dʒɑn ˈɾes.pˌub.lika.sɯ/), Güney Kafkasya'da devlet. Kuzeyde Rusya, kuzey batıda Gürcistan, batıda Ermenistan, güneyde İran ve batıda (Azerbaycan'a bağlı olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile komşu olan) Türkiye ile komşudur. Doğu sınırını Hazar Denizi çizmektedir. Bir kısmı Avrupa ve bir kısmı Asya'da bulunan Azerbaycan, Türk halkı olan Azeriler'in yoğun bir şekilde yaşadığı ülkeler içerisinde yer alır. Bununla birlikte Azerbaycan Asya'nın gelişmiş ülkelerindendir. Ülke'nin Başkenti Bakü'dür.

Etimoloji [değiştir]

Azerbaycan sözcüğünün kökeni konusunda birçok değişik görüş bulunmaktadır. Bunların arasında önde gelen görüşler şunlardır:
 

  1. Eski Asların adından kaynaklanır ve “Aser yurdu”, “Aserler yurdu” demektir.[2]
     
  2. Azer, Eski Türkçe'de "yüksek" baynan "zenginlerin oturduğu yer" olarak geçer.
  3. Ahameni İmparatorluğu'nda Midya bölgesine valilik yapmış ve imparatorluğun Büyük İskender tarafından fethinden sonra görevine devam etmiş Atropat'ın adından kaynaklanır.[3][4][5]
     

Tarih [değiştir]

Azerbaycan'da Kuruçay kültürü adı ile tanınmış ilk insan meskeni, Yeni Taş Çağı'na uzanan Azıh Mağarası'nda belirtilmiştir.[6]

Eski zamanlardan Ortaçağ'a kadar, Azerbaycan terimi coğrafi olarak bugünkü İran'ın bir bölgesi olan Güney Azerbaycan için kullanmaktaydı. Günümüzde Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bulunduğu yer ise Albanya veya Aran olarak tanınan bölgenin bir parçasıydı.

Kesin olmayan iddialara göre, Türklerin Azerbaycan'ı kendilerine yurt edinilmesi milattan önceki çağlara kadar iner[kaynak belirtilmeli]. M.Ö. VII. yy da Türk kavimlerine mensup topluluklar Azerbaycan'a Kafkasların kuzeyinden Derbend yoluyla gelip yerleşmişlerdir[kaynak belirtilmeli]. Bu sebeple Derbend'e Türk kapısı denmiştir.[7].

Selçuklular'ın Azerbaycan'da görülmeleri ise 1015-1021 yılları arasındadır. Bu dönemde Oğuzların göçleri ile birlikte Azerbaycan'ın Türkleştirilme ve İslamlaştırılma süreci hızlanmıştır. Bölge 1136'da İldenizliler tarafından Tebriz'de kurulan atabeyliğin egemenliğine girmiştir. Moğol istilalarından sonra İlhanlılar'ın egemenliğine girmiş ve bir süre Altın Orda'nın hakimiyetinde kalmıştır. 14. yüzyılda Karakoyunlular ve Akkoyunlular'ın egemenliklerine girmiştir.

I. İsmail'in Kızılbaş ordusu Azerbaycan seferini gerçekleştirip 1500'de Cabani Meydan Muharebesi'nde Şirvanşah Ferruh Yasar'ın ordusunu yenmiş ve Tebriz'e girip Safevi Devleti'ni kurmuştur.[8] Böylece Azerbaycan Safevi egemenliğine girmiştir. Daha sonra da Afşarlar, Zendler ve Kaçarlar tarafından yönetilmiştir. Zand Hanedanı'nın yıkılışı ile Kaçar Hanedanı'nın kuruluşu sırasında burada Bakü, Kuba, Şeki, Gence, Karabağ, Revan, Nahcivan,[9] Derbent, Serab, Lenkeran, Şeki, Şamahı, Tebriz, Urmiye, Erdebil, Hoy, Maku, Marağa ve Karadağ[10] gibi de facto bağımsız[11][12][13][14][15] hanlıklar belirmiştir. 18041813 Rus-İran Savaşları'nın ardından 1813 yılında bu hanlıkların büyük bir kısmı Rusya İmparatorluğu hakimiyetine girmiştir. Türkmençay Antlaşması ile İran, Rusya'nın Revan Hanlığı, Nahçıvan Hanlığı[16] ve Taliş Hanlığı'nın güney bölümü üzerindeki hakimiyetini tanımıştır.[17]

1828'de Rusya İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiştir. 1918 - 1920'de Kafkasya Kurultayı'nı toplamış ve 28 Mayıs 1918'de de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'ni kurmuşlardır. Bu devlet Orta Doğu'da ilk cumhuriyet olmuştur.[18] Ancak 1920'de Kafkasya ötesi Sosyalist Sovyet Cumhuriyetler Birliği'ne katılmıştır. 30 Ağustos 1991'de SSCB çöküşüyle bağımsızlığını yeniden ilan etmiştir.

Bugüne kadar Kafkaslarda Türkçülük hareketlerinin merkezi hep Bakü olmuştur[19]. Bu düşüncenin önde gelenler Hüseynzade Ali Turan, Ahmet Ağaoğlu, Alimerdan Topçubaşov idi.

Azerbaycan Cumhuriyeti [değiştir]

1990 yılında bağımsızlığı kutlayan Azeriler
Azerbaycan Milli Meclisi

Sovyetler Birliği'nin son döneminde Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti’nin Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti’ne bağlı Dağlık Karabağ'da hak iddia etmesi etnik çatışmalara yol açtı ve bu karmaşık koşullar altında 18 Ekim 1991’de Azerbaycan bağımsızlığını ilan etti.[20] Bu dönemde iktidarda olan Azerbaycan Komünist Parti Genel Sekreteri Ayaz Mutallibov, bağımsiz cumhuriyetin ilk cumhurbaşkanı oldu, ancak Mart 1992’de Dağlık Karabağ’daki Hocalı Katliamı’ndan sonra istifa vermeye zorlandı. Şuşa ve Laçın şehirlerinin Ermeni silahlı kuvvetlerince işgalinden sonra yaşanan derin bir istikrarsızlık sürecinden sonra 7 Haziran 1992’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini Azerbaycan Halk Cephesi'nin lideri Ebulfez Elçibey kazandı. Bu dönemde Ermeniler ve Azeriler arasında şiddetlenen savaş sırasında Kelbecer rayonu işgal oldu. Haziran 1993’te Gence şehrinde Süret Hüseynov liderliğinde silahlı isyan çıktı ve Elçibey yardım için Haydar Aliyev’i Nahçıvan’dan Bakü’ye davet etti. Fakat Haydar Aliyev'in Bakü'ye gelince Süret Hüseynov'u desteklemesi ve göstericilerin Bakü’ye yürümesi üzerine, halktan umduğu desteği alamayan Elçibey, doğum yeri olan Nahçivan’ın Keleki köyüne gitmiştir. Bu gelişmeler üzerine, Cumhurbaşkanlığı yetkileri Haydar Aliyev’e devredilir. Ülkedeki siyasi istikrarsızlıktan yararlanan Ermeni silahlı kuvvetleri Azerbaycanın Ağdam, Cebrayıl, Füzuli, Kubadlı, Zengilan rayonlarını işgal etti. Ağustos 1993’te referandum ile Elçibey'in görevi resmen geri alındı ve Ekim ayındaki seçimlerde Haydar Aliyev %99 oyla Cumhurbaşkanı seçildi. Ermeni-Azeri savaşı 1994'te Rusya'nın dayattığı ateşkesle sona erdi.

Daha sonra Haydar Aliyev Süret Hüseynov'dan desteğini çekecek ve vatana ihanetten yargılanan Hüseynov müeebete mahkûm olacaktır. 10 yıl hapis yattıktan sonra İlham Aliyev tarafından 2005 yılında Hüseynov'un cezası affedilmiştir.

Azerbaycanın'ın idari bölgeleri [değiştir]

Azerbaycanın idari bölümleri
Ana madde: Azerbaycan'daki yönetim birimleri

Azerbaycan Cumhuriyeti üniter devlettir.[21] Rayon adı verilen, il ve ilçelere karşılık gelen idari bölgelere ayrılmıştır. Bir Özerk Cumhuriyet (Nahçıvan), 66 rayon, 13 şehir rayonu, 70 şehir[22] (11 büyükşehir) mevcuttur.

Her rayon Azerbaycan Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı tarafından atanan Rayon İcra Hakimiyyetinin Başçısı (rayon başkanı) tarafından idare edilmektedir.[23]

Coğrafi konumu [değiştir]

Azerbaycan'ın yağış ve sıcaklık grafiği

Azerbaycan 39° 24' kuzey enlemleri ile 44° 46' doğu boylamları arasındaki coğrafı bölgeye yerleşmiştir. Sınırların uzunluğu 2013 km dir. Azerbaycan'ın İran'la 611 km, Türkiye ile 9 km, Rusya ile 284 km, Gürcistan ile 321 km ve Ermenistan ile 787 km sınırı vardır[24][25]. Doğusunda ise Hazar Denizi ile çevrilmiştir. Dorukları 5000[26] metrenin üstünde ve buzul kaplı olan Büyük Kafkaslar, kara yolculuğunu önemli derecede sekteye uğratmaktadır. Azerbaycan'ın yüzölçümü 86.600[27] km²dir.

Güneyde Ermenistan' ın dağ kütleleri, kuzeyde ise yüksek Kafkas Dağları vardır. Azerbaycan'ın dağları; Büyük Kafkas Sıradağları (4.000-5.000 m.) içinde yeralan Bazardüzü (4.466 m), Şahdağ (4.243 m), Pazaryurdu (4.126 m), Tufan (4.191 m), Yarıdağ (4.116 m), Ragdan (4.020 m) dağları, Küçük Kafkas Sıradağları içinde yeralan Kapıcık (3.906 m.), Gazangeldağ (3.829 m), Biçenek Aşırımı (2.346 m), Karabağ Volkanik Yaylasında yeralan Delidağı (3.616 m), Murovdağ silsilesinde yeralan Kamışdağ (3.724 m), Hinal dağı (3.367 m), Kepez (3.066 m), Zengezur Sıradağları içinde yeralan Büyük Işıklı (3.550 m), Talış Sıradağları silsilesinde yeralan Kömürköy (2.493 m.) ve Kızyurdu (2.433 m) dağlardır. Azerbaycan 657 metre deniz seviyesinden yüksektir ve topraklarının çoğunluğu dağlık alanlardır. Azerbaycan'ın en uzun nehri 1.364 km Hazar Denizi'ne dökülen Kura Nehri'dir. Aras Nehri ise 1.072 km'dir. En büyük doğal gölü 67,0 km² ile Sarısu Gölü'dür. En büyük yapay gölü 605,0 km² ile Mingeçevir Baraj Gölü'dür.

Çevresinin dağlar ve yüksek tepelerle çevrili olmasına rağmen Azerbaycan'ın büyük bir bölümü ovadır ve topraklarının en verimli yerleri arasında Kura ve Aras nehirlerinin karıştığı deltadır.

Azerbaycanda ılıman bir iklim varıdır fakat Hazar Denizinden içeriye doğru, yüksek dağlarda ve diğer yüksek kesimlerde sert bir iklimle karşı karşıya kalınır. Yüksek kesimlerde kışlar uzun, soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise serin geçer. Ovalarda ise kışlar serin ve yağmurlu ve bazen karlı, yazlar sıcak ve kurak geçer.

Azerbaycan ülkesi ovalarda genellikle bozkırdır, %25 ise bir bölümü dağlarda olmak üzere ormanlarlarla kaplıdır. Kuzey ve güney kesimlerinde dağların 2000 metre yüksekliğine kadar ormanlar görülür. Azerbaycan'ın doğal hayatında çoğunlukla bulunan hayvanlar, kızıl geyik, alageyik, karaca, dağ keçisi, karapaça, bizon, yaban domuzu, pars, Avrasya vaşağı, yaban kedisi, boz ayı, kurt, kızıl tilki, dağ faresi, sincap, Kafkas köstebeği Kafkas sivriburunlu faresi.

Azerbaycan iklimi dünyadaki 11 iklim çeşidinden 9'una sahiptir.[28] Yıllık ortalama sıcaklığı 10 °C'ın üzerindedir.

Demografi [değiştir]

Etnik Grup↓ Nüfus (1959)↓ Oran↓ Nüfus (1969)↓ Oran↓ Nüfus (1979)↓ Oran↓ Nüfus (1989)↓ Oran↓ Nüfus (1999)↓ Oran↓ Nüfus (2009)↓ Oran↓
Toplam 3.697.700 % 100 5.117.100 % 100 6.026.500 % 100 7.021.200 % 100 7.953.400 %100 8.922.000 %100
Azerbaycanlılar[29][30] 2.494.400 % 67,50 3.776.800 % 73,80 4.708.800 % 78,13 5.805.000 % 82,68 7.205.500 % 90,60 8.276.600 % 93,24
Ruslar 510.300 % 13,60 510.100 % 10,00 475.300 % 7,88 392.300 % 5,59 141.700 % 1,78 144.000 % 1,61
Ahıska Türkleri[31][30] 200 % 0,00 8.500 % 0,17 7.900 % 0,13 17.700 % 0,25 43.400 % 0,55 45.200 % 0,50
Tatarlar 29.600 % 0,80 31.800 % 0,62 31.400 % 0,52 28.000 % 0,48 30.000 % 0,38 31.000 % 0,35
Ukraynalılar 25.800 % 0,70 29.200 % 0,57 26.400 % 0,43 32.300 % 0,46 29.000 % 0,34 34.000 % 0,38
Beyaz Ruslar 4.300 % 0,12 4.900 % 0,10 4.800 % 0,08 7.800 % 0,11 2.900 % 0,03 5.100 % 0,06
Gürcüler 9.600 % 0,26 13.600 % 0,27 11.400 % 0,18 14,200 % 0,20 14.900 % 0,18 14.500 % 0,17
Ermeniler 442.100 % 12,00 483.500 % 9,40 475.500 % 7,89 390.500 % 5,56 120.700 % 1,52 8.100 % 0,09
Talişler - - - - - - 21.200 % 0,30 76.800 % 0,97 75.800 % 0,85
Yahudi 40.200 % 1,09 29.600 % 0,58 35.500 % 0,59 30.700 % 0,44 8.900 % 0,11 6.800 % 0,08
Kürtler 1.500 % 0,04 5.500 % 0,11 5.700 % 0,17 12.200 % 0,17 13.100 % 0,16 6.100 % 0,07
Lezgiler 98.100 % 2,70 137.300 % 2,70 158.100 % 2,62 171.400 % 2,44 178.000 % 2,24 154.200 % 1,73
Avarlar 17.300 % 0,47 30.700 % 0,60 36.000 % 0,59 44.000 % 0,63 50.900 % 0,64 42.100 % 0,47
Tatlar 5.900 % 0,16 7.800 % 0,15 8.900 % 0, 10.200 % 0,15 10.900 % 0,14 9.900 % 0,11
Sakurlar 2.900 % 0,08 6.200 % 0,12 8.500 % 0,14 14.200 % 0,20 15.900 % 0,19 13.000 % 0,15
Udinler 3.200 % 0,09 5.500 % 0,11 5.800 % 0,09 6.100 % 0,08 4.100 % 0,05 4.000 % 0,05
Diğer 18.400 % 0,50 24.400 % 0,48 40.200 % 0,66 41,500 % 0,59 9.500 % 0,13 9.400 % 0,10
Ulusal giysileriyle Azeriler.
Azeri kızlar.
Haçmaz Rayonunda bir kız ve köpeği.

Ulus çoğunluğunu Türk halkı olan Azeriler oluşturuyor.[32] Azerilerin son 50 yıl da arttığını göstermektedir ve diğer etnik grupların sayı ve oran olarak azaldığını göstermektedir.

Rusların sayısında son 30 yılda bir düşüş vardır. 1979 yılında 475,300 ve 1989 yılında 330.000 civarında olan Rus nüfusunun sayısı 1999 yılında 141.700 seviyelerine kadar gerilemiştir. Özellikle 20 Ocak 1990 Olayından (Qara Yanvar; "Kara Ocak") sonra Rusların göçü yoğunlaşmıştır.

Ermeniler özellikle Dağlık Karabağ Savaşı yüzünden ya ayrılmıştır veya kaçmıştır. Daha Dağlık Karabağ yüzünden oluşan gergilik ve savaştan önce de 1979 yılında 475,500 civarında olan Ermeni nüfusunun sayısı 1989 yılına gelindiğinde 390.500 seviyelerine kadar gerilemişti. Ermeni nüfusunun sayısı 1999 yılında 120.700 seviyelerine kadar gerilemiştir ve Ermeniler tarafından işgal edilmiş Dağlık Karabağ'da yaşayanları kapsar.[33] Artık Azerbaycan'da Dağlık Karabağ dışında hemen hemen hiç Ermeni kalmamıştır.[33]

Toplam nüfus büyüme oranı %0,89'dur.

Yaş grubu - Toplam nüfustaki payı
 

  • 0-14 - 33.0
  • 15-29 - 28.9
  • 30-44 - 17.7
  • 45-59 - 12.0
  • 60 + - 8.4

Azerbaycan nüfusunun %54 e yakın kısmı kentlerde, %46 ya yakın kısmıda köylerde yaşamaktadır. Şehirleşme hızı son dönemlerde oldukça yavaş seyretmekte olup, kentlere fazla hızlı olmasa bile göç almakta, ancak kırsal kesimde nüfus artışı daha yüksek olduğu için denge sürmektedir.

Toplam nüfusun %60 a yakın kısmı 30 yaşın altındadır.

Dağlık Karabağ [değiştir]

Ana madde: Dağlık Karabağ
  • Yüzölçümü: 4.388 km²
  • Nüfusu: 187.769 (1989 nüfus sayımı; 145.403 kişi Türk + 40.316 kişi Ermeni + 2050 kişi diğer milletler olmakla )

De jure olarak Azerbaycan'ın toprağı sayılan Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen de facto Dağlık Karabağ Cumhuriyeti tarafından yönetmektedir. Yaklaşık 800.000 Azerbaycanlı bölgeden göç ettirilmiştir. Bu nedenle Dağlık Karabağ'da artık hemen hemen hiç Azerbaycanlı yaşayamamaktadır.

Din [değiştir]

14. yüzyıldan kalma Keykubad Camisi

Azerbaycan Cumhuriyeti laik devlettir.[21] Halkın %96'sı Müslüman (çoğunluğu Şii Caferi[34]), %3-4'ü Hıristiyandır (çoğunluğu Rus Ortodoks Kilisesi, Gürcü Ortodoks Kilisesi ve Malakan). Çok küçük bir bölümü ise Yahudidir [35] [36]. Fakat Azerbaycan'da dinsel bağlılık nominal olduğu için, pratikteki taraftar oranları çok daha düşüktür.

Azerbaycan'da nüfusun büyük bir bölümünü oluşturan Azerbaycan Türkleri, Müslümandırlar. Ancak yaklaşık 70 yıllık komünist yönetim tarafından yapılan yoğun ateizm propagandası[37][38][39] ile İran İslam Cumhuriyeti'nden kaynaklanan köktendinci İslami propagandaya[40] karşı oluşan tepki sebebiyle, dinsel yönelişler, İslami bir nitelik kazanmaktan ziyade bir kültürel renk biçiminde bulunmaktadır. Ancak bu, radikal köktendinci hareketlerin Azerbaycan'da bulunmadığı anlamına gelmemektedir.

Cumhurbaşkanları [değiştir]

Şimdiki Cumhurbaşkanı İlham Aliyev
  1. Ayaz Mutallibov - 1991-1992
  2. Ebulfez Elçibey - 1992-1993
  3. Haydar Aliyev - 1993-1998, 1998-2003
  4. İlham Aliyev - 2003-2008, 2008-2013

Siyasal ve sosyal yapılanmalar [değiştir]

Azerbaycan'da 53 parti adını kaydettirmiştir.(2008)[41]

Faaliyetini sürdüren partilerin bazıları:

  1. Yeni Azerbaycan Partisi (İktidâr)
  2. Müsavat Partisi
  3. Azerbaycan Halk Cephesi Partisi
  4. Yeşiller Partisi
  5. Demokratik Islahatlar Partisi
  6. Ümit Partisi

Ekonomik ve sosyal yapı [değiştir]

Petrol Azerbaycan ekonomisinde önemli bir yere sahiptir

1991'de bağımsızlığını kazandıktan sonra, özellikle geçiş döneminin[42] ilk yıllarında ekonomik alanda düşüşler olmuş ve para birimi olarak Manat'a bağlı kalmıştır. Ancak Azerbaycan, verimli tarım arazileri ve doğal gaz, petrol ve demir cevheri bakımından zengin kaynaklara sahip bulunmaktadır. Ham petrol üretimi 2006'da günlük 600,000 varile ulaşmıştır. Ayrıca, petrokimya, yiyecek, giyim gibi hafif sanayi de vardır.

Ana madde: Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı

Doğal gaz üretimi ise 1991'de 11 milyar m³ tür. Toplam doğal gaz rezervi 2 trilyon m³, petrol rezervlerin de 8 milyar varil{fact} olduğu savunulmaktadır. 18 Eylül 2002 tarihinde temeli atılan ve Temmuz 2006 tarihinde hizete açılan Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı(BTC) Azerbaycan petrolünü Gürcistan üzerinden Türkiyenin akdeniz kıyılarına taşımaktadır. BTC Hazar Denizinin Azerbaycan tarafında bulunan Azeri-Çırak-Güneşli petrol sahalarında bulunan petrolün en ekonomik şekilde batı pazarına ulaşmasını sağlamaktadır. BTC, Bakü’den başlayıp, Ceyhan’da son bulmaktadır. Bu boru hattı başta Azerbaycan petrolü olmak üzere bölgede üretilecek petroller Ceyhan’a taşınıp, buradan da tankerlerle dünya pazarlarına ulaştırılmaktadır.

  • Turizm potansiyeli yüksek bir ülkedir.[43]
  • Bankacılık ve sigortacılık gelişme süreci göstermektedir.[44][45]
  • En önemli ihracatı petroldur.[46]
  • Petro-kimya ürünleri de ihracatta önemli yer tutmaktadır.[47]

ayrıca inşaat sektöründe farklı gelişmeler olmuştur.[48] [49]

  • İlk teleferik 2007 yılında Balaken'de hizmete açılmıştır.[50]

Tarım ve Hayvancılık [değiştir]

Azerbaycan'ın yüzde 7'si tarıma elverişli topraklara sahiptir. Bu tarım topraklarının büyük bölümü de Kura ve Aras nehirleri çevresindedir ve ülkede, tarım büyük ölçüde sulamaya dayanmaktadır. Yetiştirilen başlıca ürünler tahıl, meyve, pamuk, çay, tütün ve üzümdür. Ayrıca, dut ağacından yılda 5.000 ton ipek kozası elde edilmektedir.

Azerbaycan tarımında ve ekonomisinde hayvancılığın da önemli yeri bulunmaktadır. En son verilere göre Azerbaycan'da 1,5 milyon sığır, 5 milyon koyun, 30 milyon kümes hayvanı bulunmaktadır. Arıcılık gelişmiştir.

Sanayi [değiştir]

Cumhurbaşkanlığı

Azerbaycan'da sanayi sektörü, net maddi üretimin % 48,3'ünü oluşturmaktadır.

  • Ağır Sanayi: Enerji, metalurji, makina, imalat, kimya, orman ürünleridir.
  • Hafif Sanayi: Dokuma, dikiş, deri, kürk, kundura'dır.
  • Azerbaycan tarımsal ürenler, Petrol( nift ) alt ürünlerini işleme, Elektronik ürünler üretiminde 2005 yılından sonra büyük gelişmeler yaşamış ülke halkı fabrika ortamıyla tanışmaya ve alışmaya başlamıştır.
  • Son yıllarda silah sanayinde de büyük gelişmelerin yaşandığı Azerbaycan'da silah üzerine modern üretim tesisleride bulunuyor.

Ulaşım [değiştir]

Azerbaycan gelişmiş bir ulaştırma sistemine sahiptir.

  • Demiryolu: 2.090 km.
  • Kara Ulaştırması: Karayolu 30.400 km.
  • Deniz Ulaştırması: Hazar Denizi yoluyla yapılır.
  • Hava ulaştırması: Merkezi olarak Gence Havalimanı ve Bakü Haydar Aliyev Havalimanlarına sahiptir. Bakü ve Gence hava limanlarından Ankara, İstanbul, Londra, Paris, Moskova, Taşkent, Astana, Bişkek, Pekin, Dubai, Milano, Kiev gibi dünyanın diğer bölgelerine uçuşlar yapılmaktadır. Azerbaycan Hava Yolları, Azerbaycan'ın en büyük hava yolu şirketi olup şirketin merkez ofisi Baküde bulunan Bakü Haydar Aliyev Havalimanında bulunmaktadır.Ayrıca Azerbaycanın Lenkeran,Şeki,Yevlah,Nahçıvan,Zaqatala,Hankenti şehirlerinde de hava limanı bulunmaktadır.Azerbaycan hava limanlarının sayina göre Kafkaslarda birincidir.

Eğitim [değiştir]

Azerbaycan'da eğitimin tüm diğer Türk devlet ve topluluklarına göre çok ileri düzeyde olduğu görülür. 1991 istatistiksel verilere göre 4.775 okulda 1.503.000 öğrenci okumaktadır. Bugün okul sayısı 5.000'e, öğrenci sayısı 1.600.000'e ulaşmıştır.[51]

Azerbaycan'da 6.500 kültür tesisi, 4.605 kütüphane, 125 müze, 125 müzik okulu, 43 halk tiyatro salonu, 3.680 kültür evi bulunmaktadır. Okuma yazma oranı %99,5'tir.[52]

Bakü-Azerbaycan Devlet Üniversitesi ve bağlı enstitüleri bütün Uygulamalı Matematik ve Ekonomik Sibernetik, Kimya, Jeoloji, Biyoloji, Tarih, Filoloji, İlahiyat, Coğrafya, Gazetecilik, Hukuk, Mekanik ve Matematik, Fizik, Sosyal Bilimler ve Psikoloji, Felsefe, Kütüphane Çalışmaları, Uygulamalı Matematik Bilimsel Araştırma Enstitüsü, Doğu Çalışmaları, kollarında eğitim-öğretim yapmaktadır.[53]

Özel ve devlet olmak üzere toplam 49 tane kanuni üniversite mevcuttur ve bu üniversiteler birçok türk ve yabancı öğrenciye eğitim vermekte, doğu bloğu ülkeler arasında kaliteli eğitim veren ülkeler arasında sayılmaktadır.[54]

Azerbaycan'da bulunan belli başlı üniversiteler aşağıda olduğu gibidir.

  • Bakü Azerbaycan Devlet Diller Üniversitesi
  • Bakü Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi
  • Bakü Azerbaycan Devlet Kültür ve Güzel Sanatlar Üniversitesi
  • Bakü Azerbaycan Devlet Neft Akademisi
  • Bakü Azerbaycan Mimarlık Ve İnşaat Üniversitesi
  • Bakü Azerbaycan Teknik Üniversitesi
  • Azerbaycan Tıp Üniversitesi
  • Bakü Devlet Üniversitesi
  • Bakü Slavyan Üniversitesi
  • Gence Devlet Üniversitesi
  • Sumgayıt Devlet Üniversitesi
  • Nahçıvan Devlet Üniversitesi
  • Özel Kafkas Üniversitesi
  • Özel Garp Üniversitesi
  • Özel Hazar Üniversitesi

Sağlık [değiştir]

Azerbaycan'da sağlık hizmetleri verilirken üçlü bir sistem uygulanmaktadır.[kaynak belirtilmeli]

  1. İlk müdahale sağlık memurlarıyla yapılmakta,
  2. Bunların yetersiz kalması halinde hastalar, hastahanelere gönderilmekte,
  3. Hastahanelerin yetersizliği durumunda ise hastalar üniversitelerdeki araştırma hastahanelerine yollanmaktadır.

Sosyal Güvenlik [değiştir]

Azerbaycan'da sosyal güvenlik ağı maliyetleri oldukça yüksek olup, GSMH % 18'ini tutmaktadır. Emeklilik yaşı olarak kadınlarda 55 yaş, erkeklerde ise 60 yaş koşulu aranmaktadır.[kaynak belirtilmeli]

Bugün Azerbaycan Cumhuriyeti ekonomik bağımsızlık kavramını benimsemiş ve 1991'den sonrada serbest piyasa ekonomisine geçerek dünyayla bütünleşmek istemiştir.[kaynak belirtilmeli]

Ayrıca, özel mülkiyete izin verilmiş, borsa yasası çıkarılmış, devlet tahvilleri hazırlanmış, toprak kanunu ile topraksız çiftçiler topraklandırılmıştır. Kendi merkez bankasını kurmuş, düzenli bir vergilendirmeyi getirmiş ve ülkeye yabancı sermaye akışını sağlamıştır.[kaynak belirtilmeli]Birleşmiş Milletler, AGİT, IMF gibi kuruluşların da üyesidir.

Karabağ sorunu [değiştir]

Ana madde: Karabağ Savaşı

Karabağ Sorunu, 1980'lerin ikinci yarısında SSCB'nin dağılma sürecine girdiği dönemde Ermenistan'ın Azerbaycan'a ait Karabağ bölgesinin dağlık kısmında yeniden hak iddia etmesiyle ortaya çıkmıştır. [55] 1988 Ocak ayında, Ermenistan Azerbaycan'a karşı baskısını arttırdı. 6 Mayıs 1989 tarihli Sovyetler Birliği Bakanlar Kurulunun kararı ile Dağlık Karabağ yönetiminde görevli olan bütün Azeriler bölgeden çıkarıldı. Ermenilerin Dağlık Karabağ üzerindeki hak iddiaları buralardaki nüfusun çoğunluğunu oluşturdukları kabulünden oluşmaktadır. 1989 sayımına göre Dağlık Karadağ nüfusunun %75'i Ermenilerden, %25'i Azerbaycan Türklerinden oluşmaktadır.[56] 30 Kasım 1989'da Еrmenistan Meclisi SSCB’nin onayı[kaynak belirtilmeli] ile Karabağ'ı kendi topraklarına katma kararı aldı. 20 Ocak 1990’da Sovyet yönetimi aldığı kararla Sovyet ordu birlikleri kanlı bir olayla Bakü'ye girdi. 8 Ağustos 1991'de Еrmenistan’da bulunan son Türk köyü olan Nüvedi de boşaltıldı.[57]

Azerbaycan Dostluk Parkı, Bursa, Türkiye

Azerbaycan-Türkiye ilişkileri [değiştir]

Ana madde: Azerbaycan-Türkiye ilişkileri

Atatürk: "Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir."
Haydar Aliyev: "Biz bir millet, iki devletiz."
Ebulfez Elçibey: "İki kardeşin yan yana ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz."
Devlet adamlarının bu sözleri ülkeler arasındaki bağın derinliğini anlatmışlardır.

Özel günler [değiştir]

Kırgızistan

Vikipedi, özgür ansiklopedi
 
Git ve: kullan, ara
Kırgızistan Cumhuriyeti
Кыргыз Республикасы
Kırgız Respublikası
Кыргызская Республика
Kırgızistan
Bayrak Arma
Bayrak Arma
Ulusal MarşKırgızistan'ın Milli Marşı
 
Konum
Başkent

(en büyük )

Bişkek
42°52′N 74°36′E / 42.867°N 74.6°E / 42.867; 74.6
Resmî dil(ler) Kırgızca, Rusça[1]
Yönetim biçimi Devlet
 - Başkan Roza Otunbayeva[1]
 - Başbakan Almazbek Atambayev[2]
Kuruluş  
 - İlan Ediliş 31 Ağustos 1991
 - Tanınma 25 Aralık 1991
Yüzölçümü  
 - Toplam 199.951 km²  (86.)
77 mil²
 - Su (%) 3.6
Nüfus  
 - 2009 tahmini 5.482.000[3] (111.)
 - 1999 sayımı 4.896.100 (111.)
GSYİH (SAGP) 2005
 - Toplam 10.764 milyar$ (134.)
 - Kişi başına 2,088$ (140.)
İGE  0.705 (medium)  (2004)
Para birimi Som (KGS)
Zaman dilimi KGT (UTC+6)
Internet TLD .kg
Telefon kodu +996

Kırgızistan (Kırgız Türkçesi: Кыргызстан {Kırgızstan}; Rusça: Киргизия, {Kirgiziya}; UFA: /ˈkəːgɪztan/), Orta Asya'da bir ülke. Denize kıyısı olmayan ülkenin komşuları kuzeyde Kazakistan; batıda Özbekistan; güneybatıda Tacikistan ve güneydoğuda Çin Halk Cumhuriyeti'dir.

Etimoloji [değiştir]

Kırgızistan, “Kırgız ülkesi” anlamına gelir. Kırgız isminin kökeni hakkında ise birkaç teori mevcuttur. Bunlardan birincisi -iz eki (iki - iz=ikiz vb.) almış "kırk"tır. Yani Kırk-ız, "Kırklar"dır[4] Konu ile ilgili diğer bir teori de Prof. Dr. Nadir Devlet'in Çağdaş Türkiler kitabında geçmektedir. O da Kırgız adı Türkçede kır - gez'mekten geldiğini söylemiştir.[kaynak belirtilmeli]

Tarih [değiştir]

Bişkek Filarmoni Merkezi
Sovyetler Birliği'nde bulunan Kırgızistan'ın üyeliğinin kutlandığı (şimdiki Millî Müze'nin bir kısmı olan) eski Lenin Müzesi'nde sergilenen eserler

Kırgızlar, Göktürk devrinde Kögmen (Sayan) Dağları'nın kuzeyinde yaşamışlardır. 840 yılında Uygur Devleti'ni yıkarak bu topraklarda kendi devletlerini kurmuşlardır. Daha sonra bugün yaşadıkları topraklara gelen Kırgızlar, Karahanlılar zamanında Müslüman olmuşlardır.

Ruslara Orta Asyalı halklardan ilk olarak girerler. Toplumlar arası kavgalar çıkmaya başlayınca Bagış uruusu (toplumu), 1881 yılında Rusya İmparatorluğu'nun egemenliği altına girmeye karar verir.

Sovyet Dönemi [değiştir]

Başlangıçta 1919'da Sovyet gücü bölgede kabul görmüştür ve Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti içinde Kara-Kırgız Özerk Bölgesi oluştu. Kara-Kırgız terimi 1920'lerin ortasında Ruslar onları aynı zamanda Kırgız olarak bakılan Kazaklardan ayırıncaya kadar kullanılmıştır. 5 Aralık 1936'da Kırgız Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, tam bir Sovyetler Birliği cumhuriyeti olarak kabul görmüştür.

1920'ler boyunca Kırgızistan, kültür, eğitim ve sosyal yaşam açısından epeyce geliştirildi. Okur yazarlık büyük ölçüde gelişti ve standart bir edebi dil ortaya çıkarıldı. Ekonomik ve sosyal gelişme de dikkate değerdi. Kırgız milli kültürünün çok sayıda yönleri Stalin'in milliyetçi eyleminin baskısına rağmen muhafaza edilmişti ve bu nedenle, tüm Birlik otoriteleri ile olan gerginlikler sürmekteydi.

Sovyet açıklık ve dürüstlük politikasının ilk yılları, Kırgızistan'da politik iklim üzerinde küçük bir etki yapmıştır. Bununla birlikte Cumhuriyet'in basın mensuplarına daha fazla liberal bakış edinmeleri ve Yazarlar Birliği'nce yeni bir yayın olan Literaturniy Kirghizstan'ı kurmaları için izin verilmişti. Gayriresmi politik gruplar yasaklanmıştı fakat 1989'da derin iskân krizi ile uğraşmak için ortaya çıkan birkaç grubun faaliyetlerine izin verilmişti.

1990 yılının Haziran ayında Özbekler ve Kırgızlar arasındaki etnik gerginlikler Özbeklerin olduğu Oş İli'ni kaplamıştı. Şiddetli karşılaşmalar birbirini izledi ve bir emniyet ve sokağa çıkma yasağı durumu hasıl oldu. 1990 yılının Ağustos ayına kadar düzen eski haline getirilemedi.[kaynak belirtilmeli]

1990'ların başları Kırgızistan'a yeni değişimler getirdi. Kırgızistan Demokratik Hareketi, Parlamento'nun desteğiyle önemli bir politik güç haline geldi. Kırgız Bilim Akademisi'nin liberal başkanı Askar Akayev 1990 yılının Ekim ayında başkan seçildi. Takip eden Ocak ayında Akayev, yeni hükümet yapılarını öne sürdü ve çoğunlukla daha genç ve reforma yönelik politikacılardan oluşan yeni bir hükümet tayin etti.

National emblem of Kyrgyzstan.svg

Kırgızistan tarihi


 
Göktürk Kağanlığı
Kırgız Kağanlığı
Karahanlı Devleti
Moğol İmparatorluğu
Çarlık Rusyası
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği
Kara-Kırgız Özerk Bölgesi
Kırgız Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti
Kırgız Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti
Kırgızistan Cumhuriyeti
Bakınız Kırgızistan tarihi, Kırgızistan

1990 yılının Aralık ayında Yüksek Sovyet, cumhuriyetin adını Kırgızistan Cumhuriyeti olarak değiştirmek üzere oy verdi. 1991 yılının Şubat ayında başkent Frunze'nin adı devrim öncesi adı olan Bişkek olarak değiştirildi. Bağımsızlığa giden bu estetik hareketlere rağmen, ekonomik gerçeklikler Eski Sovyetler Birliği'nden ayrılmaya karşı durur gibi gözükmekteydi. 1991 yılının Mart ayındaki Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin yaptığı bir referandumda seçmenlerin %88,7'si Eski Sovyetler Birliği'nin yenilenmiş federasyon olarak tutulması teklifini uygun buldular.

19 Ağustos 1991'de Olağanüstü Hal Komitesi, Kırgızistan'da Akayev'i indirme girişiminin görüldüğü Moskova'da güç elde etti. Ertesi hafta darbenin sönmesinden sonra Akayev ve İkinci Başkan German Kuznetsov Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nden istifalarını açıkladılar ve tüm daire ve sekreterya istifa etti. Bunu 31 Ağustos 1991'de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nden bağımsızlığı sağlayan Yüksek Sovyet oylaması takip etti.

Bağımsızlık [değiştir]

1991 yılının Ekim ayında Akayev rakipsiz ilerledi ve oyların %95'ini alarak doğrudan yeni bağımsız cumhuriyetin başkanı seçildi. O ay diğer yedi cumhuriyetin delegeleriyle birlikte Yeni Ekonomik Toplum Paktı'nı imzaladı. Sonunda 21 Aralık 1991'de diğer dört Orta Asya cumhuriyeti ile birlikte Bağımsız Devletler Topluluğu'na resmen katıldı. 1992'de Kırgızistan, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na katıldı.

2005 yılının Mart ayındaki parlamenter seçimlerden sonraki Lale Devri, Başkan Akayev'i 4 Nisan 2005'te istifaya zorladı. Muhalefet liderleri koalisyon kurdular ve yeni hükümet Başkan Kurmanbek Bakiyev ve Başbakan Feliks Kulov altında şekillendi.

Politik istikrarı sağlamak mümkündür, 2005 yılının Mart ayında seçilen parlamentonun 75 üyesinden üçü suikast sonucu öldürüldü 10 Mayıs 2006'da ölenlerin birisinin kardeşi de suikaste kurban gitti.

6 Nisan 2010 tarihinde Talas'ta başlayan halk isyanı, ertesi gün başkent Bişkek'e sıçradı. Olayların yükselmesi üzerine hükümet istifa etmek zorunda kaldı. Kurulan geçici hükümetin başına ise eski Dışişleri Bakanı ve Sosyal Demokrat Partisi Milletvekili Roza Otunbayeva getirildi.[5]

Coğrafya [değiştir]

Ala-Arşa'dan Bişkek manzarası
Ana madde: Kırgızistan coğrafyası

Kırgızistan Orta Asya'da yer almaktadır. Komşuları kuzeyde Kazakistan, batıda Özbekistan, güneybatıda Tacikistan ve güneydoğuda Çin Halk Cumhuriyeti'dir. Tanrı Dağları ülkenin %65'ini kaplar ve ülke bu yüzden "Orta Asya'nın İsviçre'si" olarak adlandırılır[6]. Kuzeybatı Tanrı Dağları üzerinde bulunan ve ülkenin en büyük gölü olan Issık Göl, Titikaka'dan sonra dünyanın en büyük dağ gölüdür.

Demografi [değiştir]

Ana madde: Kırgızistan demografisi
Kırgızistan yaş ve cinsiyet piramidi

2005 Dünya Almanağı verilerine göre Kırgızistan nüfusu 5,210,450'dur.[kaynak belirtilmeli] Bu nüfusun %34.4'ü 0-15 yaş, %6.2'si ise 65 yaş ve üzeridir. Kırgızistan'da halkın %63.9'u şehirlerde geri kalanı ise kırsal kesimde yaşar. Ülkede kilometrekare başına 29 insan düşer.

Kırgızistan’ın 2009 yılındaki nüfusu 5.482.000 olarak tahmin edilmiştir.[3]

Kırgızistan'da yerli halk olarak belli olan Kırgızlardır (%64.9).[1] Diğer etnik gruplar içinde en büyük Özbekler (13.8%) ve Ruslar (%12.5) oluşturur.[1] Küçük gruplar ise Tatarlar (%1.9), Uygurlar (%1.1), Kazaklar (%0.7) ve Ukraynalılardir (%0.5).

Demokrasi [değiştir]

Kırgızistan Orta Asya'nın en liberal ve demokrat ülkesi konumundadır. 1991'den beri cumhurbaşkanı değişen ve çok partili sisteme geçip, Jogorku Keneş'te (meclis) muhalefetin temsil edildiği tek bölge ülkesidir.

Diller [değiştir]

Kırgızca Eylül 1991'den beri ülkenin resmî dilidir. Bunun yanında Rusça da bu ülkede resmî konuma sahiptir.

Kırgızca Türk lehçelerinin Kıpçak Grubu'na mensup bir lehçe olarak kabul edilir. Ayrıca, onu Güney Sibirya bölgesi içinde bir Türk şivesi olarak kabul eden fikirler de vardır.

20. yüzyıla adar Arap alfabesi kullanılarak yazılan Kırgızca 1928'de Latin alfabesini, 1948'de ise Kiril alfabesini kullanmaya başlamıştır.

Dinler [değiştir]

Karakol Dungan Camisi

Kırgızistan halkı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dönemleri diğer birlik üyeleri gibi Devlet Ateizmi içinde yaşamıştır. Bugün Kırgızistan'ın resmi dini İslam'dır. Müslüman oranı %76'dir. Ülkede %18 Hristiyan, %2 Budist, %4 Ateist bulunur.[7]

Yönetim Birimleri [değiştir]

Ana maddeler: Kırgızistan'daki şehirler listesi, Kırgızistan'ın illeri ve Kırgızistan'ın ilçeleri
Kırgızistan'ın illeri

Kırgızistan, başkent Bişkek dâhil 8 ile (oblast) ayrılmıştır. Başkent Bişkek'tir.

İller, başkent ve il merkezleri:

  1. Bişkek (eskiden Frunze)
  2. Batken (Batken)
  3. Çuy (Tokmok)
  4. Calal-Abad (Celal-Abad)
  5. Narın (Narın)
  6. ()
  7. Talas (Talas)
  8. Issık-Göl (Karakol)

Kültür [değiştir]

Eğitim [değiştir]

Oş Devlet Üniversitesi’nden ayrıntı

Kırgızlar önceleri göçebe olduğundan eğitime dikkat edilmemiştir. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği zamanında eğitim alanında büyük gelişmeler yaşanmıştır. 1934 yılında 7 yıllık okul okuma zorunluluğu getirilmiştir. 1950 yılından itibaren bu zorunluluğuna uyulması ile birlikte eğitim gelişmeye başlamıştır.[8] Kırgızistan İlimler Akademisi 1965 yılında kurulmuştur. Bugün 17 araştırma enstitüsü mevcuttur.

Üniversiteler [değiştir]

Kırgızistan'da 60 civarinda üniversite bulunmaktadır. Belli üniversite şunlardır:

Edebiyat [değiştir]

Kırgız halk edebiyatında Manas Destanı önemli bir yer tutar. Kırgız edebiyatının kurucusu olarak Toktoul Satılgan kabul edilir. Kırgızların dünyaca meşhur edebiyatçıları Cengiz Aytmatov’dur.

Turizm [değiştir]

Burana Kulesi

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği zamanında ülke, birliğin önemli bir turizm merkezine dönüşmüştü. Son senelerde Issık Göl çevresine yüz binlerce turist gelmektedir. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılmasından sonra seçilen Kırgızistan Başkanı Askar Akayev yaptığı bir açıklamada turizmin ülke ekonomisine en önemli katkıyı yapabilecek sektör olduğunu ifade etmiştir.

Ülke son yıllarda turizm alanında büyük gelişmeler göstermektedir. Denize kıyısı olmasa da yaz mevsimlerinde göl turizmi yapılmakta, ayrıca ülke dağlarla kaplı olması nedeniyle kış sporlarına bağlı turizm gelişmektedir. Kış sporlarından sonra doğa gezileri, termal turizm yapılmaktadır. Ülkenin turist çeken başka bir özelliği ise çok sayılardaki ormanlar ve Issık Göl'e sahip olmasıdır. Bunlar yaz turizmine açık yerlerdir.

Ekonomi [değiştir]

Ana madde: Kırgızistan ekonomisi

Ülke ekonomisi tarım ve madenciliğe dayalıdır. Daha çok hayvancılık kesimi ağırlıklı bir tarım ekonomisi hâkimdir. Başlıca tarım ürünleri buğday, pamuk, şekerpancarı, mısır, tütün, sebze ve meyvedir. Dağlık bölgelerde yarış atları yetiştirilir, tavşan beslenir, arıcılık yapılır. En çok küçükbaş hayvan beslenir.

Kırgızistan'da 1970'li yıllarda çeşitli madenler çıkarılmaya başlanınca maden sektörü büyük hızla gelişmiştir. Makine, otomotiv, gıda, çimento, cam ve konserve fabrikaları başlıca sanayi kuruluşlarıdır. Akarsu üzerlerinde kurulan hidroelektrik santralleri ekonomiye önemli ölçüde katkıda bulunur. Ülkede 600 civarında sanayi kuruluşu vardır.

Ülkede son yıllarda doğal güzelliklerin etkisi ile turizm faaliyetleri de hızlanmakta ve bu da ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır.

Kırgızistan belki de Türk Dünyasındaki en fakir ülkedir. Sanayi kuruluşları 1000'i geçmemektedir. 600 civarındadır. Ayrıca, çıkan iç isyanlar (Bakiyev hükümetinin düşüp Roza Otunbayeva'nın hükümete geçmesi) da ekonomiyi zayıflatmıştır.

Ulaşım [değiştir]

Ana madde: Kırgızistan'da ulaşım

Ülkenin dağlık yapısından ötürü ulaşım büyük ölçüde kısıtlanmıştır. Yollar, yüksekliği 2000 metre ve üzerini bulabilen rakımlar ve dik vadilerden dolayı sık sık viraj yapmak durumundadır. Kış boyunca ulaşım ülkenin kimi yüksek rakımlı ve tenha bölgelerinde hemen hemen imkânsızdır. Bunun yanında ulaşımı güçleştiren diğer etmenlerden biri de kara ve demiryolunun bugün uluslararası sınırlarla kesilmesidir. Bu da, yolların kapalı olmadığı yerlerde birçok zaman alıcı formalite gerektirdiğinden pek tercih edilmemektedir. Ülkede geziler ya da kısa ulaşımda atlar da kullanılabilir
 

Özbekistan

Vikipedi, özgür ansiklopedi
 
Git ve: kullan, ara
Özbekistan Cumhuriyeti
O‘zbekiston Respublikasi
Ўзбекистон Республикаси
O'zbekstan Respublikası

Özbekistan
Bayrak Arma
Bayrak Arma
Ulusal MarşÖzbekistan Cumhuriyeti Millî Marşı
 
Konum
Başkent

(en büyük )

Taşkent
41°16′N 69°13′E / 41.267°N 69.217°E / 41.267; 69.217
Resmî dil(ler) Özbekçe
Bölgesel dil(ler) Karakalpakça
Çok dillilikte
iletişim için:
Rusça
Etnik gruplar   %80.0 Özbek
%5.5 Rus
%5.0-5.5Tacik[1][2][3][4]
% 3.0 Kazak
%2.5 Karakalpak
%1.5 Tatar
%2.5 Diğer
Milliyet Özbek, Özbekistanlı
Yönetim biçimi Cumhuriyet
 - Devlet Başkanı İslam Kerimov
 - Başbakan Shavkat Mirziyoyev
Kuruluş  
 - Formasyon 17471
 - Özbek SSC 27 Ekim 1924
 - İlan 1 Eylül 1991
 - Tanıma 8 Aralık 1991
 - Tamamlanışı 25 Aralık 1991
Yüzölçümü  
 - Toplam 447.400 km²  (56.)
173 mil²
 - Su (%) 4.9
Nüfus  
 - 2009 tahmini 27,488,000[5] (45.)
GSYİH (SAGP) 2009
 - Toplam $78.338 milyar[6]
 - Kişi başına $2,806[6]
GSYİH (düşük) 2009
 - Toplam $32.816 milyar[6]
 - Kişi başına $1,175[6]
Gini (2000) 26.8 Red Arrow Down.svg 0.21 (low)  (95.)
İGE  0.710[7] (medium)  (2007)
Para birimi Som (UZS)
Zaman dilimi UZT (UTC+5)
 - Yaz belirlenmemiştir (UTC+5)
Trafik akışı sağ
Internet TLD .uz
Telefon kodu 998
1 Buhara Emirliği, Hokand Hanlığı, Harezm olarak

Özbekistan, resmi adıyla Özbekistan Cumhuriyeti (Özbekçe: O‘zbekiston Respublikasi; Rusça: Республика Узбекистан, Respublika Uzbekistan), Orta Asya'da, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nden bağımsızlığını kazanmış Türk lehçelerinden Özbekçe konuşan bir devlet. Denize kıyısı olmayan ülkenin komşuları kuzeyde ve batıda Kazakistan, doğuda Kırgızistan ve Tacikistan ile güneyde Afganistan ve Türkmenistan'dır.

Tarih [değiştir]

Ana madde: Özbekistan tarihi

Özbek Hanlığı’nın Kuruluşu [değiştir]

Cengiz Han'ın torunlarından Batu Han tarafından kurulan Altın Orda Devleti'nın (1227-1502) başına 9. han olarak, 1313 tarihinde Özbek Han geçmişti. Özbek Han, ilk günlerden başlayarak kararlı ve sert bir siyaset gütmüş, Kutlug Timur Noyan'ın nasihatleri sayesinde kısa bir zamanda birçok rakip ve düşmanlarından kurtulmuştu. Özbek Han Tuna taraflarında Nogay'ın şahadetinden sonra çoğalan Bizans ve Slavların nüfuzunu kırarak tekrar Müslüman Türklerin baskısını arttırmaya başladı.

1319’da Tuna'yı geçerek Edirne'ye kadar geldiler. Özbek Han'ın orduları 1314 de, Bulgar Kralı Sventoslav'ın ölümünden sonra, Kral George Terter'e Bizansa karşı yardım bahanesiyle Trakya'ya, 1330’da Terter'in Sırplarla olan savaşında ona yardımcı olmak gayesiyle Köstendil'e kadar ilerlemişti. Bu arada bazı hükümetlerle evlilik yoluyla da bağlar kurarak durumunu güçlendirmeye çalışmıştır. Mesela 1320’de kızı Tulun Bige'yi Kahire'ye zevce olarak göndermiş, bu arada Bizans'tan da kızlar almıştır.

Özbek Han 1335 yılında Azerbaycan seferine çıktı. Bu sırada Bağdat Hatun tarafından zehirlenen Ebu Said ölmüş ve İlhanlı Moğol hâkimiyeti de çökmeye yüz tutmuştu. 14. yüzyıl Acem tarihçisi ve coğrafyacısı Hamdullah Kazvini, Azerbaycan'a yapılan seferden söz ederken Özbek Han'ın askerlerine, “Özbekler” dendiğini kaydeder. İbn Batuta, Özbek Han'dan bahsederken; "geniş bir ülkesi, kuvvetli bir ordusu olan şanlı, şöhretli ve devletli bir sultan olup, Tanrı'nın düşmanlarından biri olan Bizans İmparatoru ile savaşa, cihat ve gaza etmeye vazifeli bulunmaktadır. Ülkesi gerçekten pek geniş ve büyük şehirlerle donanmıştır. Kefe, Kırım, Macar, Azak, Sogdak, Harezm ile taht kenti Saray bunların en meşhurları olarak sayılabilir" demektedir.[kaynak belirtilmeli] Gerçekten Özbek Han, İdil kıyısındaki Saray kentini çok geliştirmiş ve büyütmüştür. Bu şehre yeni camilerin yapılmasını sağlamıştır. Sadece İdil kıyısında değil, Kırım'da da yeni binalar yaptırmıştır. Onun zamanında bütün Deşt-i Kıpçak boylarında Türkçe konuşulduğu da bilinmektedir.

Bağımsız Özbekistan Devleti [değiştir]

Ülkenin haritası

Özbekistan, 20 Haziran 1990'da egemenliğini, 1 Eylül 1991'de bağımsızlığını ilan etmiştir. 29 Aralık 1991 tarihinde düzenlenen referandumla bağımsızlık ilanı onaylanmıştır. Özbekistan bağımsızlığını kazandıktan sonra gelişmiş ülkelerle özellikle ekonomik anlamda ilişkiler kurmuştur. Özbekistan zengin yeraltı kaynaklarını dış ülkelere satma imkânı bulmuştur. Özbekistan çok eskiye dayanan köklü devlet geleneği sayesinde bağımsızlığını kazandıktan kısa süre sonra Orta Asya'nın güçlü devleti hâline gelmiştir ve günümüzde de Orta Asya liderliği konusunda Kazakistan ile rekabet hâlindedir. Bağımsızlığından günümüze değin devlet başkanlığını İslam Kerimov yönetmektedir.

Coğrafya [değiştir]

Bir Türk devletidir. Bağımsız Özbekistan'ın 447.400 km2'lik bir yüz ölçümü bulunmaktadır. Özbekistan; Kazakistan, Tacikistan, Afganistan, Kırgızistan ve Türkmenistan'a komşudur. Başkenti Taşkent'tir. 2009 yılında nüfusu (tahminî) 27.488.000’dir.[5]

Önemli Nehirler [değiştir]

Sirderya (Seyhun) ve Amuderya (Ceyhun) en önemli nehirlerdir. Ayrıca, Surhanderya, Karaderya, Zerefşan, Kaşkaderya ve Narin deryaları da bulunmaktadır. En büyük gölü Aral'dır. Aral Gölü ayrıca, Sovyet dönemindeki yanlış tarım politikaları sonucunda bugün Özbekistan için büyük bir çevre felaketi doğurmuştur.

Demografik Yapı [değiştir]

Diğer Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi iklimi, yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve karasal iklimdir.

Özbekistan'da etnik dağılımında Özbekler %80, Ruslar %5.5, Tacikler %5’lik orana sahiptir.Nüfusun büyük çoğunluğu Müslüman’dır (Sünni). Ülkede %3.5 oranında Ortodoks nüfus yaşamaktadır.

Siyasi Yapı [değiştir]

Ülkede hâlen Halk Demokratik Partisi, Liberal Demokrat Partisi, Adalet Sosyal Demokrat Partisi ve Millî Tikleniş Partisi bulunmaktadır. İlk parlamento seçimleri 1994'te yapılmıştır. Yönetim biçimi cumhuriyettir.

Özbekistan Cumhuriyeti AGİT, BM ve diğer uluslararası kuruluşlara üyedir. Devlet tekelinde olan, bir Özbekistan Devlet Televizyonu ve yayın kuruluşu yanında 3 tane de özel televizyon kuruluşu vardır. Bunlar; 31.Kanal, 29.Kanal ve Merkez TV 'dir.

İdari Birimler [değiştir]

Ana madde: Özbekistan’ın idari yapılanması
Özbekistan'ın bölgeleri
Taşkent
Buhara

Özbekistan 12 il (viloyat), 1 özerk cumhuriyet (Karakalpakistan Cumhuriyeti) ve 1 bağımsız şehirden (Taşkent) oluşur.

Numara Türkçe Özbekçe Merkez Bölge Nüfusu (2008) Alan (km2)
1 Taşkent Şehri Toshkent Shahri Taşkent 2.192.700  
2 Andican Andijon Andican 2.477.900 4.200
3 Buhara Buxoro Buhara 1.576.800 39.400
4 Fergana Farg'ona Fergana 2.997.400 6.800
5 Cizzak Jizzax Cizzak 1.090.900 20.500
6 Namangan Namangan Namangan 2.196.200 7.900
7 Navoy Navoiy Navoy 834.100 110.800
8 Kaşkaderya Qashqadaryo Karşı 2.537.600 28.400
9 Semerkand Samarqand Semerkand 3.032.000 16.400
10 Sirderya Sirdaryo Gulistan 698.100 5.100
11 Surhanderya Surxondaryo Tirmiz 2.012.600 20.800
12 Taşkent Toshkent Taşkent 2.537.500 15.300
13 Harezm Xorazm Urgenç 1.517.600 6.300
14 Karakalpakistan Cumhuriyeti Qoraqalpog‘iston Respublikasi Nukus 1.612.300 160.000

Önemli Şehirler [değiştir]

  • Namangan
  • Fergana
  • Andican
  • Semerkand
  • Buhara
  • Hive
  • Hokand

    Türkmenistan

    Vikipedi, özgür ansiklopedi
     
    Git ve: kullan, ara
    Türkmenistan
    Türkmenistan Respublikasy
    Türkmenistan Cumhuriyeti
    Bayrak Arma
    Bayrak Arma
    Ulusal MarşTürkmenistan Milli Marşı
     
    Konum
    Başkent

    (en büyük )

    Aşkabat
    37°58′N 58°20′E / 37.967°N 58.333°E / 37.967; 58.333
    Resmî dil(ler) Türkmence
    Etnik gruplar  Türkmenler, Ruslar, Türkler, Özbekler
    Milliyet Turkmen Türkleri
    Yönetim biçimi Cumhuriyet (Tek parti)
     - Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov
    Kuruluş  
     - İlan 27 Ekim 1991
     - Tanınma 25 Aralık 1991
    Yüzölçümü  
     - Su (%) 4.9
    Nüfus  
     - 2010 tahmini 5,450,000[1] (112.)
    GSYİH (SAGP) 2010
     - Toplam $31.966 milyar[2]
     - Kişi başına $5,979[2]
    İGE  0.739[3] (medium)  (2007)
    Para birimi Türkmenistan Manatı (TMT)
    Zaman dilimi TMT (UTC+5)
     - Yaz not observed (UTC+5)
    Trafik akışı sağ
    Internet TLD .tm
    Telefon kodu 993

    Türkmenistan, resmî adıyla Türkmenistan Cumhuriyeti, 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılışından sonra bağımsızlığını kazanan Orta Asya Türkî cumhuriyeti. Resmî para birimi Manat'tır. Yönetim şekli cumhuriyettir. Türkmenistan, BM, İKÖ, BDT, IMF gibi uluslararası kuruluşlara üyedir. Devlet Televizyon Kuruluşu vardır. Özel televizyon yayını bulunmaktadır.

    Coğrafi Durum [değiştir]

    Türkmenistan'ın yağış ve sıcaklık grafiği

    Orta Asya ülkelerinden olan Türkmenistan güneyden İran, batıdan Hazar denizi, kuzeyden Kazakistan, kuzeydoğudan Özbekistan, güneydoğudan Afganistan'la çevrilidir. En yüksek yerleri Kugintau Dağı (3319 m.) ve Kopet Dağı (2942 m.)'dır. Hazar Denizi'nin hemen yanıbaşında yer alan ve tuz yönünden zengin olan Karaboğaz Gölü, Türkmenistan toprakları içinde yer alır. Türkmenistan akarsu yönünden fakirdir. Atrek ırmağının bir bölümü Türkmenistan'ın içinde yer almaktadır. Tecen ve Murgap adlı akarsuları Karakum çölü içinde kaybolmaktadır. Amu Derya ırmağının çok az bir kısmı Türkmenistan sınırları içinde yer alır. Bunun dışında önemli bir akarsuyu yoktur. Ancak su ihtiyacının karşılanması için 900 km uzunluğundaki Karakum kanalı yapılmıştır. Bu kanal güneydedir. Topraklarının beşte dördünü Karakum çölü kaplamaktadır. Güney kısmında Kopet dağ kütlesi ve yaylalar yer alır. Topraklarının % 3.5'i tarım alanı, % 17'si otlak, kalanı ya kısmen otlak olarak kullanılabilen çöl veya tamamen çöldür. Türkmenistan'a kurak ve sıcak bir iklim hâkimdir. Yaz aylarında sıcaklık bazen 50 dereceye kadar çıkar. Kış aylarında ise bazen -25 dereceye kadar düştüğü olur.

    Dili [değiştir]

    Ural Altay dil grubunun Altay kolunu oluşturan batı Türkçesinin bir versiyonudur. Türkmenistan'da yaşayan 6 milyondan fazla Türk ile İran, Afganistan ve Rusya gibi ülkelerde yaşayan yaklaşık 3 milyon Türkmen tarafından konuşulmaktadır. Türkmenistan'da konuşulan Türkmence yazı diline sahip olduğundan ayrı bir dil olarak tanımlanabilir. Ancak diğer Türkmen ağızlarıyla, Oğuz boyundan olduğu için Azerice'yle ve Türkçe'yle çok yakın akraba bir dildir.

    Ordusu [değiştir]

    Türkmenistanın kendisine ait silahlı kuvvetleri vardır. Silahlı kuvvetleri savunma bakanlığına bağlıdır. Kendi sınır güvenliğini kendisi sağlamaktadır.

    Yönetim Şekli [değiştir]

    Türkmenistan 18 Mayıs 1992'te yürürlüğe konan anayasayla yönetilmektedir. Ülkede çok partili demokratik sisteme geçilmiş olmasına rağmen tek parti diktatörlüğü ortamından yeterince çıkılamadı. İletişim başta olmak üzere birçok alan üzerinde devlet tekeli sürmektedir.

    Nüfus [değiştir]

    2010 tahminlerine göre 5 450 000 kişidir. Nüfusun %81 ini türkmenler, %9 unu özbek Türkleri,%6 sını ruslar,  %3 ünü türkler %1 ini de geri kalanlar oluşturur. Beş Ana Türkmen boyundan oluşan Türkmenistanda idari yapıda bu beş boya göre şekillenmiş ve 5 şehir kurulmuştur.

    Fiziki Özellikleri [değiştir]

    Orta Asya'nın ya da Türkistan'ın,hatta tüm Türkî halkların içinde en uzun boylu ve geniş omuzlu topluluktur.Savaşçıdırlar.Türkmenistanlılar'ın kimisi Moğol yüzlü iken kimi de Azeriler'e veyahut Anadolu'nun Türkmenleri olarak bilinen Türkler'e daha çok benzemektedir.

    Siyasi Durumu [değiştir]

    Yurtta Sulh Cihanda Sulh ilkesini benimsemişlerdir, bitaraf siyaset izlemektedirler.

    Vilayetler [değiştir]

    1. Ahal
    2. Balkan
    3. Daşoğuz
    4. Lebap
    5. Mary

    Spor [değiştir]

    Türkmenistan'da En beğenilen spor dalları, okçuluk, cirit atma, ata binme, tenis ve Güreş'dir.

    Sınırları [değiştir]

    En uzun sınırı Özbekistan'adır.En kısa sınırı ise Kazakistan'adır.

    Komşuları [değiştir]

    Kazakistan, Özbekistan, Afganistan, İran'a komşudur.

    Türkmenistan Cumhurbaşkanları [değiştir]

    Türkmenistan'ın bağımsızlığını kazanmasının ardından 27 Ekim 1991'de yapılan ilk devlet başkanlığı seçimleri sonucunda Saparmurat Türkmenbaşı devlet başkanlığına seçildi ve ölümüne (21 Aralık 2006) kadar bu görevini sürdürdü.

    Türkmenistan'ın ikinci ve halen görevde olan cumhurbaşkanı ise 11 şubat 2007'de oyların %89,2'sini alarak seçilen Gurbanguli Berdimuhammedov 'dur.14 şubat günü yemin ederek görevine başlamıştır

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bugün 2 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol